O BİR HAYYİR
Adı: Hüseyin
Soyadı: Çiçek
Baba adı: İbrahim
Ana adı: Meral
Hüseyin çiçek 1947’de Iğdır İli Hakmehmet Köyü'nde dünyaya geldi. 3 kız, 2 erkek olmak üzere beşkardeşin sonuncusudur. Ailesi tarımcılıkla uğraşırdı.
Askeri görevini yaptıktan sonra 1977’de Hollanda’ya işçi olarak gitti. O yıldan beri Hollanda’da yaşamaktadır. Zaman zaman izine gelip gitmiştir.
İkisi kız ikisi erkek olmak üzere 4 çocuk babasıdır.
1983’te Hac farizasını yerine getirmenin yanı sıra Medine’de Hz. Peygamber ve orada bulunan Ehl-i Beyt üyelerini, Irak'ta Necef, Kerbela, Kazimiye ve Samarra şehirlerindeki İmamları, ayrıca İran Meşhed kentinde İmam Rıza'yı ziyaret etti.
Merhum Çiçek, gösterişten uzak, gayet mütevazi bir yaşam sürdürmekteydi. Yemesinde, giymesinde kendi nefsine karşı adeta cimri ve acımasız dedirtecek kadar alçak gönüllüydü. Ancak, Allah yoluna harcamaya gelince çok cömertti. Bu yüzden, ahiret hesabı zayıf olanlar açısından “malının delisi, malının kadrini bilmez” diye eleştirilirdi.
Onu ilk olarak İstanbul Bağcılar’da üzerine İmam Ali Camii’nin yapılması için arsasının bağışlamasıyla tanıdım. O zamanlar zor ve dar zamanlarımızdı.
O, İkitelli Hz. Ebu Talip Camii yapılırken, hanımı adına 35 bin Gulden (Hollanda eski para birimi), bağışta bulundu.
O, Hollanda’da Rotterdam Hicret Camiinin banisi olan 4-5 kişiden birisi olup, yapımında büyük katkılarda bulundu.
En büyük yardımı ise Güzel İstanbul’umuzun yepyeni rengi, Ehl-i Beyt dostlarının gururu, Müslüman’ların kardeşlik platformu, ilim irfan ve kültür yuvası, insanlık evi ve Avrupa’nın en büyük inanç ve Kültür Merkezi olan “ZEYNEBİYE CAMİİ VE KÜLTÜR MERKEZİ”ne yaparak 1 Milyon TL. Bağışta bulundu.
Zeynebiye Kültür Merkezi temel atma töreninde bu bağışıyla 1. Sıraya oturmuştur. Törenden büromuza döndüğümüzde ailesiyle beraberdi. Kızı kendisine “baba sen 1 milyon bağış yaptın, benim param olsa 1 milyon yüz bin bağışlardım” demesi üzerine merhum “kızım sen 1 milyon yüz bin versen ben yine artırır, yine de 1.liği sana kaptırmazdım” karşılığını vermişti. Törende “800000” TL. Bağışla ikinci sırada olan Türkiye Caferileri Lideri, daha sonra bu rakamı 1200000 TL’ye çıkarmıştı. Merhum Hacı Hüseyin yaşasa,kim bilir belki, ilerleyen zamanlarda yine zirveye konmak isterdi.
Merhum Çiçek, toplumumuzun sıkıntılı günlerinde böylesine büyük yardımları yaparak adeta şu ayet-i celilenin mazharı olmuştu: “Size ne oluyor da, Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. İçinizden, fetihten (Mekke feşinden) önce harcayanlar ve savaşanlar, (diğerleri ile) bir değildir. Onların derecesi, sonradan harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı (cenneti) vadetmiştir. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır”. Hadîd/10
Temel töreninden henüz birkaç gün geçmişti. Rahmetli bir ödeme planı çıkarmak üzere bana geldi. Naçiz şahsıma güveni tamdı. Arsalarının satılıp bağışının ödenmesi için vekâletini bana vermişti. Yine TOKİ ile daire karşılığı trampa yaparken de yine bütün işlemler için beni yetkili kılmıştı.
Âlimlere karşı saygıda kusur etmezdi. Türkiye Caferileri Lideri Sn. Özgündüz’e karşı ap ayrı bir sevgi besler ve ona yürekten bağlıydı. Bunu bir sohbet sırasında şöyle dile getirmişti: Ablam rahmetli olmuştu, geniş çevreden tanıyan bilen dostlar taziye için meclisimize geldiler. Ancak Şeyh Selahattin ağam gelmedi. Mutlaka mazereti vardı; bazıları bunu fırsat bilerek “bak Selahattin hocaya onca sevgine rağmen taziye meclisine gelmedi” diyerek, ona olan sevgimi yaralamaya çalıştı. Ben onlara ”O benim liderimdir, mutlaka işlerinin yoğunluğundan veya yolculukta olduğundan gelememiştir. Ayrıca o gelse de gelmese de benim ona sevgimden bir şey eksiltmez. Allah onu başımızdan eksik etmesin” karşılığını vermiştim.
Merhum Hacı Hüseyin bu yardımseverliğiyle birlikte, gerek âlimlerimize ve gerekse kurum yöneticilerimize karşı hiçbir zaman ve en ufak bir minnet koyma tavrı içerisine girmedi ve adeta şu ayet-i kerimenin örneği oldu “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rab’leri katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.” Bakara/262.
O, nev-i şahsında 1 numaraydı; o gerçek bir hayyir, gerçek bir hayırsever ve gerçek bir mümindi. O, cömertliğini, adını gururla taşıdığı İmam Hüseyn(a.s.)’den almıştı. O bir Hüseyin yareni, bir Zeyneb dostu ve bir Zeynebiye aşığıydı.
Allah o merhumu Hz. Peygamber ve Hanedan-i Celilesi’ne komşu ve kıyamet gününde onlarla beraber haşr eyleye. Kabri pür nûr ruhu şad olsun. Allah rahmet eylesin.
28 Haziran 2012