Özgündüz, "Allah'a isyan ederek bütün dünyaya dost olmak bir şey ifade etmez. Allah’a isyan ederek peygamber ve ehlibeytine sevgi duyduğunu söylemek abesle iştigaldir. Peygamber ve Ehlibeyt'i buyuruyor ki, Allah’ın dostuna dost, düşmanına düşman olun.

Allah’ın düşmanlarını kendinize dost edinmeyin. Onun dostları sizin dostunuz olmalı. Babanız da olsa evladınız da olsa Allah’a dostlarsa dostunuz, düşmansa düşmanınızdır. Nitekim Kur-anı Kerim'de şöyle buyuruyor: “Kardeşiniz babanız da dâhil küfrü imana tercih ederler ise Allah’a düşman olurlarsa, Allah’ın sevmediği safta yer alırlarsa onları dost edinmeyin, düşman olun.  Allah’a düşman olan, münkir olan, asi olan babanızı, kardeşinizi dost edinirseniz, zalimleri korursanız bu demektir ki siz zalimlerin ta kendisisiniz!" diyen Özgündüz, bu ayrışımda safların net bir şekilde belli olması gerektiğini söyledi. 

Ayetlerden örnekler vererek konuşmasını sürdüren Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazançlarınız, kesata düşmesinden korktuğunuz ticaretiniz, sevdiğiniz meskenleriniz, malınız, size Allah ve resulünden daha sevimli ise imanında sorun var demektir. Söz yerine geldiğinde malımız, canımız, evladımız, anamız ,babamız  Allah ve resulüne kurban olsun deriz ama pratikte buna amel ediyor muyuz!  Malını servetini Allah için mi kullanıyorsun yoksa fakirleri, öksüzleri, zayıfları ezmek ve onlara karşı, böbürlenmek ve üstünlük sağlanmak için mi?

Pratikte sahip olduğun servetini, aileni, kabileni bütün gücünü Allah yolunda, Allah karşıtlarına karşı seferber edebiliyor musun? Sende ki bu potansiyel gücü hangi tarafın lehine kullanıyorsun? Bu potansiyel güç İslam'ın, Resulullah’ın mı gücü mü oluyor yoksa bu güç nefsinizin, şeytanın, emperyalizmin mi gücü oluyor? Bak bakalım bu gücü nerde kullanıyorsun?

Başkasınınki dünyeviydi. O gün Muaviye'nin emrinde olanlara gücünüze güç katacağız deniyordu. Onlar da bütün her şeyini Muaviye’nin emrine amade kılmışlardı. Onlar cennetin veresiye bir vaat olduğunu söylüyorlardı.  Biz ise o veresiyeye inananlardanız. O veresiyeyi peşine tercih edenlerdeniz. Akdimiz, tercihimiz ve yolumuz bu olmuştur diyen Selahattin Özgündüz birlik ve beraberliğin izzet olduğunu, kontrolsüz gücün güç olamayacağını ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı;

Güç bir araya toplanıp belayı defedebiliyorsa bir işe yarar. İzzet onun için emir olunmuştur. Bir araya toplanınki yıkılmaz olun. Herkes bir çölde kalırsa dağınık güç bir şeye yaramaz. Allah resulü hicreti bunun için emretti, gücü bir yerde toplamak için. Yoksa dağınız halde bulunan müminlerin kökünü kazırlardı. Onların nefes almasına bile izin verilmezdi. Peygamber düşmanlarının birliği karşısında dağınık bir gücün bir etkisi olamazdı.

Bu emre hasta yatağında iken evlatlarına beni de götürün ulaşırsam ne ala ulaşamazsam hiç değilse bu yolda, Resulün yolunda ölürüm diyerek hakkında Allah’ın ayet gönderdiği anlayışı benimsemek gerekir. O imanlı yaşlıya oğulları sordu bu halinle sen ne yapabilirsin ki deyince o onurlu ihtiyar ben de o toplumun içinde sayıyı çok gösterip Peygamber düşmanlarının yüreğine korku salarım dedi.

Allah ayet göndererek, o ki Allah ve Resulüne doğru yola düştü, ömrü vefa etmedi ama onların yolunda öldü, onlara giderken öldü. Onun mükâfatı Allahın üzerinedir.   Bizim görevimiz gücümüzü potansiyelimizi onun yoluna adamaktır.  Biz elimizden geleni yapacağız, tüm gücümüzü ve potansiyelimizi Allah yolunda kullanacağız, bizim derdimiz budur." diye konuştu.

Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz  bölgesel konulardaki duruşa da değinerek şunları söyledi; "Ülke ve bölgeye bakışımızda hiçbir zaman çelişki ve çifte standart içinde olmadık, bizim tek derdimiz emperyalizmin ve Siyonizm’in karşısında durarak Ümmet-i Muhammed’in birliği dirliği için çalışmaktır. Bu birliği korumak bizim bütün kaygılarımızın üzerindedir." diye konuştu.

Özgündüz; "Bu bakış açımızda çelişki yoktur, bu birliği koruma kaygısı kavimcilik, hemşerilik, bölgecilik, mezhepçilik, ırkçılık sair şeylerin üstündedir. Çünkü bu birlik dağıldıktan sonra hiçbir şeyin tadı kalmayacaktır. Bu görüşümüzde dün de böyleydik, bugün de böyleyiz, yarın da böyle olacağız.

Dün kol kola olduklarımızla, yarın başka bir yerin gazıyla düşman olma çelişkisi içerisinde değiliz. Çizgimiz budur. Emperyalizmin ve Siyonizm’in karşısında, , Ümmet-i Muhammed’in safında, Müslümanların birliği dirliği için çalışacağız. Onların hizmetine giren tekfirci Vehhabiler gibi, Müslümanların kardeşliğini bozup, emperyalizm ve Siyonizm’e karşı savaşını bırakıp, müminlere karşı savaşmayı biz şeytana hizmet olarak görmekteyiz." diyen Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz sözlerini şöyle tamamladı;

"Biz dün de böyle düşünüyorduk, bugün de böyle düşünüyoruz, yarın da böyle düşüneceğiz. Allah bizi emperyalizm ve Siyonizm’e hizmet eden zavallılardan etmesin. Bu duruşumuz, bizim malımıza, canımıza, yuvamıza, ticaretimize zarar getirecek olsa bile, emperyalizme uşak olmayacağız. Allah bizi kendi kulluğundan çıkarmasın, namertlerin karşısında diz çöktürtmesin."