Suriye’de yaşanan gelişmeleri değerlendiren Selahattin Özgündüz, Suriye’de sözde muhalefet cephesinin, masum, barışçıl yürüyüşlerle hak, özgürlük ve demokrasi isteyenler değil; yaptıkları eylem ve söylemlerle antiemperyalist, anti Siyonist duran bir iktidarı yıkmak için Amerika ve İsrail silahlarıyla donanmış terörist gruplar olduğunun altını çizdi.
Özgündüz konuşmasında; “Suriye'ye demokrasi getirenlere de bakın! Kim getirecek? Dünyayı 20.yüzyıla kadar kasıp kavuran İngilizler, 20.yüzyılın ortalarından beri dünyayı yakıp yıkan, insanları birbirine kırdıran, demokrasi getireceğim dediği yerlere kan ve gözyaşı taşıyan, Kur-an'ımızı yakan; Amerika ve eli kanlı Siyonist İsrail.İsrailli bakan da diyor ki; "Evet Suriye'deki muhalifler bizimle temas halindedirler." Bunu itiraf ediyorlar. Bu da gösteriyor ki söz de Suriye muhalefeti, Amerika ve İsrail silahlarıyla donanmış teröristlerdir. Bu artık alenileşti.
Suriye'ye demokrasi getirelim diyerek Emperyalist ve Siyonistlerle aynı safta duran diğer ülkelere bir bakın kim onlar? Varlığı dünyaya fesat olan, bölgesine, halkına kan kusturan başta Suudi Arabistan Krallığı, Bahreyn, Katar ve Ürdün Krallıkları! Bu diktatörlüklerin hüküm sürdüğü ülkelerde Suriye’nin binde biri kadar bile özgürlük yoktur. Suriye bir anayasa hazırladı ve halkoyuna sundu. Çok büyük teveccüh kazandı. Beklenenlere göre diyorum bunu ,referandum bağımsız kuruluşların ve dünya basının önünde bu yapıldı.
Yeni anayasaları Suriye'ye hayırlı olsun! Çok partili sistem anayasal bir hak oldu. Cumhurbaşkanı iki dönemden fazla seçilemeyecek maddesi de anayasada yer aldı. Ama o Arap ülkeleri öncelikle Suriye kadar demokratik olsunlar sonra Suriye'ye demokrasi getirsinler. Suriye'ye demokrasi getirenlere bir bakın! Hani derler ya; dinime söven bari Müslüman olsa! Onlar malum da; böyle ikiyüzlülerin masasında asalet ve necipliğiyle bilinen Türk temsilcilerinin de bulunmasını biz doğru bulmuyoruz.” diyen Selahattin Özgündüz, Suriye konusundaki görüşlerinden dolayı eleştirilere de yanıt verdi.
Özgündüz, “ Bizim tavır ve duruşumuzda çelişki yoktur. Müslümanca, insanca çizgimiz budur. Mezhepçi ve ırkçı bir tavır değil bizim tavrımız. İşgalci her güce lanetliyoruz. Her ülke ve her insan yaşadığı yerde rahat otursun, huzurlu olsun, gasp eden olmasın, hiç kimsenin toprağını almasınlar, demokrasi her yer de olsun. Ama sözüm ona yaşını başını almış din diyanet sahibi sözde ilim adamları iftira atıyor, yalan yanlış sözlerle bilgi kirliliği yaratarak kendilerine güvenen insanların beynini karıştırıyorlar ve bunu da ne yazık ki din ve mezhep adına yapıyorlar. Peki, yarın bunun hesabını Allah’a nasıl verecek?
Bugün Suriye’de % 80 Sünni Müslüman, % 10 Nusayri Alevi Müslüman var. Diyorlar ki Suriye’de %80‘lik kesim Sünni Müslüman’a zulüm ediliyor. Bu istatistikî bilgi yanlıştır, hükümet onların elindedir, hayır efendim yanlıştır Başbakan dâhil 24 bakan Sünni Hanefi’dir. Sadece 3 bakan Alevidir. 3’üde gayri Müslim’dir. Bunu söyleyenler dönüp kendisine baksın. Kendi kabinenize ve meclisinize bakın nüfusa göre diğer topluluktaki insanlar temsil ediliyor mu? Bürokrasinize bakın, iç dünyanıza bakın, ihalelerinize bakın! Irak’ta Cumhurbaşkanı ve yardımcısı Sünni Kürt’tür. Önemli bakanlıklar Sünnilerdedir. Şii- Sünni meselesi yok, Irak Iraklılarındır. Irak’ı beraberce yönetmelerine rağmen bunu bile çok görüyorsunuz. Şii’lerin nefes almasına bile tahammülünüz yok mu? Şia kimlerden daha az vatanperverdir, üstünde oturduğumuz bu vatanda Şii kanıyla boyanmış bu topraklar Şia’nın alıp size vatan ettiği topraktır.
Bahreyn’de kim kime hükmediyor? Halkın %95’i Şii idi. Krallık başka ülkelerden insan taşıyarak bu oranı % 70’e düşürdü. Oranın insanını kendi vatanın da garip durumuna düşürdü. Dürüst olun, ikiyüzlü olmayın. Evet, bölgenin tamamına demokrasi gelsin, biz de bunu istiyoruz. Ama hangi demokrasi? Bölgeye Amerikan ve İsrail uşaklığına hizmet edecek bir demokrasi mi gelsin? Biz Şiicilik falan yapmıyoruz, dinime kasteden, yüce kitabım Kuran’ı yakan, bölgeye kan ve gözyaşı getiren, bölgenin kanını iliğini emen Emperyalizme ve Siyonizme mezhepçilik yaparak hizmet eden bu ahmak anlayışı lanetliyorum.
Zaman Mezhep Banazlığı yapma zamanı değildir. Afganistan kaynıyor, Afgan milleti sokakta. Gözlerinin önünde Amerikan askerleri Kuran’ı yakıp çiğniyorken senin bu mezhepçilik derdin de neyin nesi? Sen mezhepçilikle değil onlarla aynı masada nasıl oturduğunun derdiyle ilgilen.
Bugünlerde emperyalizm hangi sakızı ağzımıza tıkıyorsa ve bizler de onu çiğniyorsak, biz de, zihnimizde, vicdanımızda ve kanımızda bir sorun vardır demektir. Sözüm ona en aydın Müslüman’ımız bile bu şekil bir anlayışa giriyorsa, Allah bize akıl şuur ve gayret versin, Kuran’ımızı çiğneyenlerle bir masaya oturmama himmeti versin demekten başka diyeceğim söz yoktur.” diye konuştu.
Malatya’da faaliyete geçen Nato Füze kalkanı konusuna da değinen Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, “ NATO füze kalkanı projesinin artık faaliyete geçtiğini ABD yetkilileri açıkladı. İsrail'in gözü aydın artık rahatlasın. Ürdün'e de radar üssü kurulacak, artık İsrail'e bomba-füze gitmeyecek. Benim yurdumun üstünde İsrail'i koruyan ve kumandası Amerika'nın elinde olan füze kalkanı niye var? Bilmiyorum! Hani biz bu İsrail'e dur demiştik? Bu İsrail uluslararası sularda bizim kanımızı akıtmıştı, niye şimdi onları korumak için füze kalkanı yapıyoruz. Elbet bir makul sebebi vardır.” diye konuştu.
Özgündüz, Amerikan Hava Kuvvetleri Personel Müdürü Tuğgeneral Darrell G. Jones’in Afganistan ve Irak’ta “O dönem ceset parçaları yakılıyor. Ardından asker bir taşeron tarafından atık gömme alanına naklediliyordu.” İfadesinde bulunması ABD’in çirkin yüzünü bir kere daha ortaya koyduğunu ifade etti. Özgündüz,”ABD’nin sözüm ona kendi terör şehitlerine bile bir kabri çok görmesi ve cesetlerini çöpe atması ABD’nin iç yüzünü net bir şekilde ortaya koyması bakımından ibret vericidir.” diye konuştu.