Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesinin haberine göre İmam Musa Sadr’ın durumunun açıklığa kavuşturulması için Libya’ya giden Lübnanlı yargıçlardan oluşan bir heyet, bazı delillerin devrim sırasında yandığını ve yok olduğunu; ancak İmam Musa Sadr’ın 1994’e kadar Libya’da ve hayatta olduğunun kesinleştiğini bildirdi.

İmam Musa Sadr’ın kaybolması meselesiyle ilgili olarak sanık durumunda olan bazı kişilerin Libya dışına kaçtığını belirten Lübnanlı yargıçlar, firari sanıkların bazı Arap ülkeleri tarafından korunduğunu açıkladı.

Es- Sefir gazetesine açıklamada bulunan kaynaklar, Libya’daki bazı muhataplarının İmam Musa Sadr’ın 1994 yılına kadar hayatta olduğunu söylediklerini belirterek 1994’ten sonrası için İmam Musa Sadr’ın hayatta kalıp kalmadığı konusunda bilgi edinilemediğini ifade ettiler.

Libya’daki bazı kaynakların ise İmam Musa Sadr’ın 2011 yılındaki NATO müdahalesine kadar hayatta olduğunu söyledikleri bildirilirken Lübnanlı yetkililer İmam Musa Sadr’ın durumu kesinliğe kavuşturulmadan araştırmanın durdurulmaması gerektiğini belirtiyorlar.

1978 yılında Muammer Kaddafi’nin resmi davetiyle Libya’ya giden İmam Musa Sadr ve beraberindeki iki arkadaşından Ağustos 1978’den sonra bir daha haber alınamamıştı.

Kaddafi’yi deviren güçler arasındaki çatışma artıyor

Libya’da yeni yönetime karşı gösterilerin ve Kaddafi yönetimini deviren güçler arasındaki çatışmaların arttığı bildirildi.

İrna haber ajansının bildirdiğine göre Fransa’da yayımlanan Humanite gazetesi, Libya’daki Ulusal Geçiş Konseyi yönetimine yönelik tepkilerin ve silahlı gruplar arasındaki çatışmanın arttığını yazdı.

Libya halkının ve Kaddafi yönetimini deviren silahlı milislerin Ulusal Geçiş Konseyi’ne güvenlerinin azalmaya başladığını belirten gazete, Bingazi ve Beni Velid kentlerinde Ulusal Geçiş Konseyi yetkililerini istifaya çağıran gösterilerin yapıldığını ifade etti.

Ulusal Geçiş Konseyi’nin ülkenin birliğini sağlayabilecek güçte olmadığını öne süren Fransız gazetesi, Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdulcelil’in geçen hafta yaptığı konuşmanın “istifa” sloganlarıyla kesildiğine dikkat çekti.

YDH