Suudi Arabistanlı yetkililerin Mekke şehrinde Kabe yakınlarına 500 adet yeni otel inşası için verdiği lisans ve kutsal şehrin değişen çehresi İngiliz Independent gazetesinde eleştirildi.
"Zenginler için Mekke: İslam'ın en kutsal mekanı Vegas'a dönüşüyor" başlıklı haberde, Mekke'de inşa edilmesi planlanan 500 otel hakkında bilgi veriliyor, bu otellerden birinin 5 bin odaya sahip olacağı aktarılıyor.
Ülkede neredeyse kimsenin memnun olmadığı, ancak korku nedeniyle sesini çıkaramadığı projenin, Suud ailesi için "zenginliği ortaya seren bir beton ve çelik metropolü" yaratma hayali olduğu ifade ediliyor.
Sadece Türkiye ve İran'ın kutsal kentte yapılan bu değişime tepki gösterdiği belirtilen haberde, çok sayıda tarihi ve dini öneme sahip yapının otel inşaatları adına yok edileceği belirtiliyor.
Yağmacılık!
Haberde, Mekke ve Medine'de yaşayan müslümanların, "zengin müslümanlara yönelik lüks otellere" tepkisine dikkat çekilirken, herkesin eşit olması gereken bu kutsal mekanlarda dahi paranın öne çıkmasından duyulan rahatsızlık aktarılıyor.
Yeni otellerin hizmete girmesinin ardından hac ve umre sezonları gelirlerinin gelecek yıllarda 27 milyar doları aşacağını kaydediliyor. Tarihçiler ve arkeologlar ise, otellerin inşaatları sırasında yok edilecek mekanlara dikkat çekerek, olayı "yağmacılık" olarak niteliyor.
İslam Mirası Araştırma Vakfı yönetim kurulu başkanı Dr İrfan el-Alevi ""Hiç kimse bu kültürel yağmayı kınamak için ayağa kalkacak cesarete sahip değil" derken, şimdiye kadar Mekke ve Medine'de 500'e yakın tarihi ve dini mekanın kaybedildiğini ifade ediyor.
Hz. Hamza'nın evi de yıkılacak!
Ülkenin önde gelen mimarlarından ve İslam mimarisi uzmanı Sami Angavi de, planlanan inşaatların "Allah'ın evinin kutsallığına ve Mekke'nin doğasına tamamen aykırı" olduğunu belirtiyor. "Mekke ve Medine tarihsel olarak neredeyse bitti" diyen Angavi, " artık gökdelenler dışında bir şey göremiyorum" diyor.
Angavi'yi en fazla endişelendiren ise, Kabe etrafında yapılması planlanan genişletme projesi ve bu kapsamda yıkılacak olan dini öneme sahip mekanlar. Bunlar arasında Peygamber Efendimiz'in doğduğu ev, amcası Hz. Hamza'nın büyüdüğü ev ile Osmanlı ve Abbasi dönemine ait yapılar bulunuyor.
İslâm tarihinin büyük facialarından biri 8 Şevval 1345 (21 Nisan 1925) tarihinde Medine-i Münevvere'de yaşandı. O tarihde Vahabî inancına bağlı kral İbn Suud, Cennetü'l-Baki kabristanındaki bütün türbeleri ve kabirleri, Vehhabî alimlerinin fetvalarına dayanarak tahrip ettirdi!
Vahhabi Suudi yönetiminin dini mekanları ziyareti "şirk" olarak nitelediklerine ve yıkılmasını teşvik ettiklerine vurgu yapılan haberde, yıkılma tehdidi altındaki bazı yapılar şöyle listeleniyor:
Beyt-ülMevlid
Tekfirci Vahabiler 1920'lerde Mekke'nin yönetimini ele geçirdiğinde Peygamber Efendimiz'in doğduğu evin üstündeki kubbeyi yıkmıştı. Yeni proje ise evin tamamen yıkılmasından endişe ediliyor.
Osmanlı ve Abbasi sütunları
Kabe etrafındaki genişlemenin bir parçası olarak yıkım için planlananlar arasında, tarihi 17. yüzyıla kadar uzanan ve bu kutsal mekanın ayakta kalan en eski bölümleri olan sütunlar da yer alıyor. Bu sütunların her birinin üzerinde farklı sahabelerin isimleri yazılı... Osmanlı Mekke'si artık hızla yok oluyor
El Mescid-i Nebevi
Uzun yıllar boyunca, bazı Vahhabi din adamları, Medine'de Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'in kabirlerinin bulunduğu cami üzerinde oturan 15. yüzyıl yapımı yeşil kubbenin yıkılması gerektiğini savunuyor. Suudi Arabistan Baş Müftüsü Abdülaziz El Şeyh tarafından onaylanan 2007 yılına ait bir broşürde "yeşil kubbe yıkılmmalı ve Peygamber Mescidindeki üç mezar düzleştirilmeli" ifadesi yer aldı.
Nur Dağı
Peygamber Efendimiz'in ilk Kur'an âyetlerini aldığı Hira Mağarası'nın bulunduğu Mekke dışındaki bu dağa gösterilen ilgi de Suudi din adamlarını rahatsız ediyor. Hacıların orada toplanmasını engellemk için daha çıkılan basamaklarını yıkılması, hatta dağın tamamen yok edilmesi tartışılıyor.