9 Eylül Cuma günü Halkalı Zeynebiye Camii'nde binlerce kişiye seslenen Özgündüz, hutbesinin ikinci kısmında gündemdeki meselelere değindi:

Suriye başka yere benzemez

Allah şahittir bizler, birinci derecede Türkiye’nin  derdindeyiz; Suriye’de iktidarda olanlar beni çok da ilgilendirmiyor. Ve orada Şiilerin iktidarda olduğu yanlış bir kanaattir. Suriye’de Şii-Nusayri iktidar yoktur. Devlet başkanı Nusayri’dir,  ama devlet Sünni’dir, diyanet Sünni’dir. Benim mezhep derdim yok.  Ama Suriye’de taşlar yerinden oynarsa oradaki olaylar bölgeye sıçrar, ülkeme sıçrar. Ortaya çıkacak devletçiklere yeltenenler olur.

Mezhepçilik Siyonistlerin işine yarar

Emperyalistler, Siyonistler asırlardır sömürdüklerini yiyip bitirdiler; israfları yüzünden şimdi yeniden açıktılar. İflas ettiler; ekonomileri alt üst oldu. Yeniden bizi birbirimize düşürüp bölgeye gelip bizi sömürmek istiyorlar; hedef budur.

Seçim yapıldı, şimdi devleti doğru yönetmenin vaktidir. İkide bir siyasetçilerimiz şu mezhep meselesini ağızlarına dolamasalar olmaz mı? Bakın bundan kimse karlı çıkmaz. Birileri sizi buna ikna etmişse –mezhepçilikten- yanılıyorsunuz. O alana girmeyin mayınlı alandır. Oradan kimse karlı çıkmaz. Bundan ancak emperyalistler ve siyonistler karlı çıkar; Müslümanlar karlı çıkmaz.

Ne Şafii, ne Maliki, ne Hanbeli, ne Şii, Caferi, Alevi, Nusayri, hiç kimse karlı çıkmaz. Bu ülke yıkılır gider; yetmiş  sene geriye gider. Herkes akıllı davranmak ve mezhep bağnazlığını bırakmak durumunda. Dünyaya at gözlüğüyle bakmayı bırakın.

Birlik için çalışmak ülkemizi yıldızlaştırır

Bu tür lafları hükümeti yönetenler sevgili başbakanımız sevgili dışişleri bakanımız kaale almazlar, bu pencereden bakmazlar; bu lafları iletenleri de uyarırlar. Muhalefet hata yapabilir onun hatası ülkeye büyük zarar vermez; ama ülkeyi yöneten hükümet hata yaparsa bunun bedelini bu ülke öder. Mezhep bağnazlığı, İslam dünyasının en büyük tehlikesidir. “Lailahe illallah Muhammed Resulullah” diyen herkes kardeştir. Oturup mezhep üzerinden tahlil yaparsanız size de sorulacak bir sürü soru çıkar.

Mezhep üzerinden siyaset kültürü kimseye yarar getirmez. Çok şükür bu ülkede İslam dünyasının en etkin ülkesinde hükümet ediyorsunuz. Rabbinize şükredin; iyi geçinmek, iyi idare etmek, milletin birliği dirliği için çalısın. Sevgili Başbakanımızda da, dışişleri bakanımızda da bu hassasiyeti görüyorum. Aşura matemine katılmaları ve Necef’i ziyaretleri ile birlikte hem Şia hem Sünni toplumunda kazanılmış olan o sevgi ve güveni, İslami birlik için bölgede emperyalizm ve Siyonizmin oyunlarını bozmak için kullanmak en doğru yol olacak. Ülkemizi de yıldızlaştıracak olan o yoldur. Toparlayıcı olmak, barıştırıcı olmak, yurtta ve cihanda sulhu özellikle İslam dünyasında sulhu oturtmak için nüfuzunuzu kullansanız Allah da razı olur Peygamber de ümmet de. Türkiye cumhuriyetinin mezhep bağnazlığı ile yönetilmesi bu ülkeye başka  ülkelerden daha fazla zarar getirir. Genişçe düşünüldüğünde bu ortaya çıkar.

Biz bu konuda hassasız, hassasiyet bekliyoruz

Sevgili başbakanımızdan beklediğimiz parti içinde mezhep üzerinden bu tür lafları kullanan parti yetkililerini uyarmasıdır. Siyasetiniz mezhep üstünden değil, programınızla yürütün.  Ülkeyi kalkındırmanızla İslam dünyasına ve Müslümanlara hizmetinizle ülkemizi geliştirmekle büyütmekle muhasır medeniyet çağına aşırmakla yürütün. Mezhep taassubuyla, bağnazlığıyla bu ülkede hiç kimse bir yere varamaz. Bundan ancak zarar görürüz. Üç kıtadan gele gele üç denizin arasına yarımadacığa toplandık; burayı da kendimize cehennem etmeyelim. Allah ülkemizi ve İslam alemini nadan dostun şeytan düşmanın şerrinden korusun. Biz bu konuda hassasız, duyarlıyız. Herkesin bu konuda hassas olmasını, duyarlı olmasını istiyoruz. Allah birliğimizi dirliğimizi bozmasın. Müslüman’ın Şii’si Sünni’si yoktur. Allah bizi kuranın kılavuzluğundan ayırmasın.