Ayetullah Seyyid Muhammed Bâkır el-Hekim 25 Cemadi Evvel H. 1358 (1939) yılında Şii ilim merkezlerinden Necefu’l-Eşref şehrinde dünyaya geldi. Necef Şii Müslümanların 1970’li yılların sonlarına kadar en büyük ilim camiasını temsil ediyordu.
Muhammed Bâkır el-Hekim, 1950’lerden 1970 yılına kadar Şiî dünyasının genel dini mercii olan Ayetullah Uzma Muhsin Tabatabaî el-Hekim’in oğludur.
El-Hekim ailesinin soyu, Ali b. Ebî Talib’in oğlu İmam Hasan’ın Hasan-ı Musenna adlı oğluna dayanmaktadır.
Tabatabai ailesi olarak tanınan bu aile, Irak’ın ilmî açıdan en meşhur ailelerindendir. Aile Irak’a hicri ikinci yüzyıldan sonra yerleşmiştir. Daha sonra Irak’ta cereyan eden çeşitli siyasî ve toplumsal şartların oluşturduğu ortam nedeniyle İslam dünyasının çeşitli yerlerine dağılmışlardır. Aile, tıp, ahlâk, fıkıh ve fıkıh usûlü alanlarında ünlü âlimler çıkarmıştır.
El-Hekim ailesi, 1980’li yıllarda, Irak tarihinde benzeri görülmemiş bir biçimde devrik lider Saddam ve Baas Partisi’nin tutuklamalarına ve öldürüp yok etmelerine maruz kalmıştır.
Bir gecede bu aileden, aralarında Ayetullah Seyyid Muhsin el-Hekim, oğlu ve yaşı 80’e yaklaşan Ayetullah Seyyid Yusuf, Ayetullah Seyyid Said el-Hekim’in oğlu Ayetullah Muhammed Hasan gibileri ve yine aralarında küçük çocukların da bulunduğu yetmiş kişi, haklarında hiçbir suç isnadında bulunmadan tutuklanıp zindana atılmıştır.
Onlara isnat edilen tek suç; Ayetullah Muhammed Bâkır el-Hekim’in yakınları olmak ve Saddam rejimine boyun eğmeyerek ona karşı çıkmaktı. Nitekim Saddam rejimi, tutukladığı aileden 18 kişiyi öldürmüş; daha sonra bu sayı 60’ı aşmıştır.
Ayetullah Hekim, ilmî havzada üst düzey dersler vermekteydi. Kendisi 1964’te Bağdat’ta İmam Cafer Sadık Üniversitesi Usûl-ü Din Fakültesi’nde “Kur’ân İlimleri” dalında, Tahran’da Usûl İlmi İslam Mezhepleri Üniversitesi’nde yine “Kur’an İlimleri” alanında yüksek lisans öğrencilerine dersler vermiştir.
Saddam rejimi tarafından öldürülen Muhammed Bâkır es-Sadr’ın, Türkçe’ye “İslam’da Ekonomi Doktrini” adıyla çevrilen eserine katkıda bulunan el-Hekim, Sadr tarafından kitabın sunuş kısmında “sağ kolu” olarak anılmıştır.
El-Hekim, İran’da bulunduğu yıllarda bütün siyasal etkinliğine rağmen havzada ders vermeyi ihmal etmemiş; İslâmî ilimlere önem vermiştir. Hekim, içtihat dersleri seviyesinde kaza, cihad, emr-i bi’l ma’ruf, velâyet-i fakih gibi çeşitli konularda dersler vermiş; İran’da düzenlenen fikrî, ilmî ve kültürel konferanslara katılmıştır.
El-Hekim, Irak’a dönünceye kadar “Mezhepler arası Yakınlaştırma Kurulu”nda “İslâm Yüksek Konseyi Temsilciliği”nin başkanlığını yürütmüştür. İslam Mezhepleri Cemaatleri Temsilciler Heyetlerinin üyesi olan el-Hekim, “Uluslararası Ehl-i Beyt Kurultayı”nda “İslâm Yüksek Konseyi” Başkan Yardımcılığını da üstlenmiştir.
El-Hekim, erken yaşlardan itibaren Müslümanların sorun ve durumlarına büyük önem vermiştir. Bu nedenle “Irak İslâmî Hareketi”nin ilk sorumlusu olmuştur.
El-Hekim, o yıllarda vaktini ve çabasını babası İmam el-Hekim’in merceiyyeti uğruna vakfetmiştir. Bu bağlamda sosyal etkinliklere katılır; çeşitli bölgeleri ziyaret eder, halk kitleleriyle buluşur, tebliğ işlerini yürütür ve babası İmam el-Hekim’in hac heyet temsilciliğini de üstlenirdi. Birtakım dinî ve resmî etkinliklerde babası İmam Seyyid Muhsin el-Hekim’i temsil etmiştir.
Yine 1965’te Mekke’de yapılan İslâmî kurultaya babası adına temsilci olarak katıldı. Haziran 1967’de tekrarlanan İslâmî kurultayda da bulundu
İmam el-Hekim’le Eflakçı[1] Bağdat rejimi arasında gerginliğin tırmanması üzerine, hapis ve sürgünler nedeniyle görev alanında meydana gelen boşluğu doldurmak üzere Seyid el-Hekim, babası Muhsin el-Hekim’in yakın hizmetlerini üstlendi.
Yüksek Merci olan babası 27 Rebîu’l-Evvel 1390’da (m. 1970) ölünceye kadar onun işlerini idare etti.
Ayetullah Muhammed Bâkır el-Hekim, defalarca Baas rejimi tarafından tutuklandı. İlk kez 1972’de tutuklanan el-Hekim, daha sonra serbest bırakıldı. 1977’de gerçekleşen Sefer (ayı) İntifadası sebebiyle tutuklanarak, mahkemeye çıkarılmadan müebbet hapse mahkûm edildi. 17 Temmuz 1978’de çıkan genel af üzerine serbest bırakıldı. Ancak seyahatten men edilerek gözlem altında tutuldu.
1980 Nisan ayının başlarında, Ayetullah Uzma Muhammed Bâkır es-Sadr’ın idam edilmesinden sonra aynı yılın Temmuz ayında Irak’tan ayrıldı.
El-Hekim, Irak’tan ayrılmasının hemen ardından Saddam rejimine karşı savaş faaliyetlerine hız kazandırdı. Bu anlamda önemli bir adım olarak “Irak İslâm Devrimi Yüksek Konseyi”ni ilan etti.
1986’da Iraklı savaşçılardan bir çekirdek kadro oluşturdu. Bu kuvvet daha sonra askerî birlik olarak tugay haline geldi. Nitekim “Bedir Tugayları” olarak anılan grup o günlerde oluşturuldu.
İnsanî yardım kuruluşlarının oluşturulmasına da büyük önem veren el-Hekim, “Şehid Sadr” müessesesini ve birtakım sağlık müesseselerinin yanında Irak’ta insan hakları kuruluşlarını tesis etti.
El-Hekim, kültürel alanda hizmet vermek amacıyla “Dâru’l-Hikme” müessesesini kurdu. Bu kuruluş dinî ilim talebeleri yetiştirmede, kitap ve kültürel broşürler çıkarma alanlarında hizmet vermektedir. Ayrıca yeni Irak tarihi eğitim-öğretim merkezini de tesis etti. El-Hekim, tüm bu müesseselerle ilgilenmekte, Iraklı Müslümanların sorunlarını çözmek için bu müesseselere yardımda bulunmaktaydı.
El-Hekim, üç büyük “taklit mercii”nin himayesinde çalıştı.
Bunlardan birisi, babası İmam Muhsin el-Hekim’di. El-Hekim, siyasî, içtimaî ve malî konular gibi birçok konuda babasının itimadını kazandı.
Aynı şekilde İmam Muhammed Bâkır es-Sadr’la çalıştı. Adeta bir öğrencisi ve bir arkadaşı gibi onun yanından ayrılmazdı. Bu nedenle Muhammed Bâkır Sadr, gönderdiği bazı yazı ve mektuplarda onu “sağ kolu” olarak tanımlardı.
Ayetullah Uzma İmam Humeyni ise onu, Saddam’a karşı verdiği savaştan, gösterdiği direnişten ve karşılaştığı zorluklar ve acılar karşısındaki sabrından dolayı “İslâm’ın cesur evladı” olarak nitelemiş; onun üstün cesaretini takdir etmiştir.
Saddam, el-Hekim’in beş kardeşini, yedi kardeş çocuğunu ve ailesinden çok sayıda kişiyi 1980’li yıllarda idam etmiştir. El-Hekim, bu acılar karşısında yılmayarak mücadelesini sürdürmüştür.
Ömrünün sonuna kadar bütün ilim havzalarında öncü kabul edilen dinî merciler tarafından saygı görmüş; takdir edilmiştir.El-Hekim, bir işe girişmeden önce onun açık bir siyasî planını yapar; bu plan üzerinde yürürdü.
Bu temel doğrultusunda, Irak’tan çıkıp dışarıda yerleştikten sonra yaptığı ilk şey, hareketin prensiplerini yazmak olmuştur.
Bu programında, siyasî ve sosyal durumu içine alan, geniş, engin tahlil ve değerlendirmelere dayanan hedef ve siyasetlerini sıralıyordu. Onun hayata geçirdiği en önemli şeylerden ikisi, Irak halkının ve Ehli Beyt taraftarlarının eksikliğini hissettiği iki müesseseydi.
Onlardan birincisi “Meclis-i A’lâ” (Irak İslâm Devrimi Yüksek Meclisi)dır. Bu meclis, Irak’ta Seyyid Muhammed Bâkır es-Sadr’ın öldürülmesiyle İslâm İnkılabı önderliği noktasında meydana gelen boşluğu büyük ölçüde doldurdu.
Meclis-i A’lâ, Irak’ta olup bitenler konusunda, Irak’ın sesini temsil etti ve Ehl-i Beyt tarihinde hem komşu devletlerle, hem Avrupa ülkeleriyle ve BM’ye daimi üye olan devletlerle ilişki kurmayı başardı.
El-Hekim, bu büyük müesseseyi oluşturanlardandır. Bu müessese onun öldürülmesinden sonra da devam etti. O bu kuruluşu Irak halkını desteklemede ve haklarını savunmada çok önemli bir müessese olarak görmekteydi.
İkinci önemli şey ise, onun kurup ortaya çıkardığı askerî teşkilâttı. Bu askerî teşkilât “Bedir Tugayları” idi. Bedir Tugayları, Saddam ordusuyla defalarca savaştı.
Bunların dışında enformasyon ve yardım konusunda da ilmî havzalarda birçok müesseseler kurdu. “İslâm Mezhepleri Arasında Yakınlaştırma Konseyi” ve İslam âlemindeki büyük müesseselerde Irak meselesini gündeme getirmeyi başardı.
El-Hekim, muhalifleri ve kendisini incitenler için bile dua ederdi. O, 10 Mayıs 2003’te Irak’a döndü ve 12 Mayıs’ta Necef’e yerleşti. Irak’a yerleşmesinden birkaç ay sonra, Hz. Ali Camii'nde cuma namazını kıldırdıktan sonra düzenlenen bir bombalı saldırıyla hayatını kaybetti.
El-Hekim’in Eserleri:
1- Salih Toplumun Oluşumunda Ehl-i Beyt’in Rolü
2- Hamd Sûresi’nin Tefsiri
3- Kur’ân Öyküleri
4- Kur’ân İlimleri
5- Kur’ân’ın İniş Sebebi
6- Teoriyle Pratik Arasında İslâmî Yönetim
7- Sakaleyn Hadisinin İslâmî Vahdeti Oluşturmadaki Rolü
8- Oryantalisler ve Kur’ân Hakkındaki Şüpheleri
1970’lerin başlarında Irak’ta basılan eserleri;
9- İmam Hüseyin’in Kıyamı
10- Salih Merceiyyet
11- Kur’ân’da İnsan Toplumu
12- İslâm’da İmâmet Düşüncesi
13- Tartışmalar 1–2
14- İslâm Açısından İnsan Hakları
15- Şehid Sadr’ın Siyasî Görüşü
16- Medeniyetler Çatışması ve Filistin Meselesi
[1] - Baas Partisi’nin kurucusu, Mişel Eflak adındaki bir Hristiyan’dır.
Kaynak: SAAF
29 Mayıs 2011