Geceyi Bağdat'ın El Cedriye semtinde geçirip 20 Mayıs Cuma günü Kerbela'ya doğru yola çıkıyoruz. Tatil günü olması sebebiyle İmam Hüseyin (as) ve ashabını ziyaret için yola düşen Iraklılar ve dünyanın dört bir yanından gelen kafilelerin arasına karşıyoruz. Her birkaç yüz metrede Irak askerlerinin kontrol noktalarından geçiyoruz.

Yol boyunca Irak'ın iki köklü ailelerinden El Hekim ve Sadr ailelerinin alimlerinin posterleri asılmış. Bağdat-Kerbela arasını Aşura ve Erbain törenlerine yürüyerek katılan Ehlibeyt dostları için kurulan ihsan çadırları ve bayraklar süslüyor.

Seyahatimiz süresince bir tek Amerikan askerine rastlamamış olmak çok güzel. Irak askerleri -Allah yardımcıları olsun- Türkiye'den geldiğimizi duyunca kolaylıklar sağlıyor. Ülkemize büyük bir ilgi var.

Kerbela tabelalarında kilometreler azaldıkça heyecanımız artıyor. İmam Hüseyin (as) ve Hz. Abbas (as)'ın türbelerinin kubbeleri güneş gibi parlıyor; kalbimiz duracak gibi oluyor.

Öğle vakti Kerbela'ya ulaşıyoruz. Yıllardır İstanbul'dan Lebbeyk dediğimiz Seyyid-i Şüheda'nın dizinin dibindeyiz. Zeynebiyelilerin selamlarını arz ediyoruz.