AB(D)-İsrail-Suudi şer mihveri uzunca bir zamandır "yeni ortadoğu"nun inşası için denemedik yol bırakmadı. Arap sokaklarında meydana gelen tepkilerin bu mimarinin gerçekleştirilmesi için bulunmaz fırsat olarak görüldüğü anlaşılıyor.

Dünyanın dört bir yanında Müslümanları katledenler, şimdi öldürülen Müslümanların kanı üzerinden planlarını yürütme peşinde. Bunun için de Ortadoğu'nun fitilini Suriye üzerinden yakıyorlar.

İslam dünyasında rejimler değişiyor, krallıklar yıkılıyor ama Suudi, Ürdün ve Körfez krallıkları bu özgürlük (!) taleplerinden nasiplerini alamıyor. Suriye'nin bu şer mihveri tarafından ele geçirilmesi ile Filistin ve Lübnan'ın da İsrail'in eline düşeceğinden kimsenin kuşkusu yok. Lübnan'da Hariri'nin gelişmelerden duyduğu heyecan boşuna değil. Bütün imkanlarını Suriye'nin düşmesi için seferber etmiş durumda. Mesele Baas rejimini savunmak değildir, bu stratejik gelişmenin nelere yolaçacağını görmektir.

ABD'nin Suriye ağıtı!

Amerika’nın Şam Büyükelçisi, İran’ın Suriye rejiminin demokrasi isteyen halkına karşı işlediği cinayetlerin suç ortağı olduğunu söyledi.

Birleşik Arap Emirliklerinden yayın yapan el-Arabiya televizyonunun haberine göre Amerika’nın Şam Büyükelçisi Robert Ford, Suriye halkının şiddet kullanılarak sindirilmesinde İran’ın rolü olduğuna dair Beyaz Saray’ın elinde kanıtlar bulunduğunu belirtti.

“Mazlum Suriye halkı demokrasi talebiyle barışçı gösteriler yapıyor; ancak şu an onların Suriye güvenlik güçlerinin mermileriyle öldürüldüğüne tanık oluyoruz” diyen Şam Büyükelçisi Robert Ford, Beyaz Saray’ın elinde İran’ın Suriye rejimine halkını sindirmesi için ciddi mali yardımlarda bulunduğuna dair kanıtlar olduğunu söyledi.

Amerika’nın Şam Büyükelçisi Robert Ford, Beyaz Saray’ın bu sebeple İran Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Ordusu hakkında da yaptırım kararı aldığını söyledi.