Özgündüz'ün İzmir konuşmasının tam metni:

"Cem vakfı genel başkanı Prof. Dr. Sayın İzzettin Doğan, can dedem, protokolde bulunan canlar, dostlar şu anda burada ibadet yapmak için toplanan Hüseyin aşıkları, Ehlibeyt dostları. Ekranları başında bu ibadeti izleyen Anadolu’nun güzel insanları, yurtiçinde yurtdışında Cem Tv’ye gönül vermiş, onun vasıtasıyla birbiriyle haberleşen güzel insanlar, hepinizi canı gönülden selamlıyor, saygılarımı sunuyorum.

Biz Azeri’yiz. Azeri dostlarımız burada; dernek başkanları, onlar da benimle beraber burada. Size Hatayi’nin kokusunu getirdik. Ateist kesim –böyle bir ayrımcılık yapmak istemezdim, beni bağışlayın ama- bizim birliğimizden rahatsızlık duyuyorlar. Yere yer kulağıma geliyor, ben de defalarca altını çizerek söylemişim, bunu demeye de ölene kadar devam edeceğim. Pir Sultan’la Hatayi’yi ayırmaya gücünüz yeterse bugünde bizi ayırmaya gücünüz yetecek.

Ehlibeyt sevdası evrensel bir olgudur; güzelliğe sevdalanmaktır, iyiliğe sevdalanmaktır, kemalata sevdalanmaktır, insan-ı kamile sevdalanmaktır. Biz bu olguda, bu hakikatte birleşmişiz. Bizim gönüllerimiz; Muhammed aşkıyla, Ali aşkıyla, Fatıma aşkıyla, Hasan-Hüseyin aşkıyla kenetlenmiş, yoğrulmuş, birleşmiştir. Bizi ayırmaya hangi güç yeter?

Ben buraya gelmek için 600 km yoldan, inanınız ki yorgunluk hissetmedim. Bu güzel insanları burada görmek, bu benim için bir şereftir. Benim en mutlu anlarımdan birisidir; canlarla bir araya gelmek. Sizi kutluyorum ve bu toplantıyı oluşturan, bu ibadete öncülük eden; sevgili dedelerim ve Cem Vakfı İzmir şubesini kutluyorum. Allah ibadetinizi kabul etsin.

Birileri bu yaptığı bu da ibadet midir, dese de “Bizim bu yaptığımız İslam ibadeti midir, bizim cem evimiz ibadeşane midir?” diye sormayın. O kim ki, sana ibadet şeklini diretecek, sana ibadet hakkı tanıyacak? Sen diyorsun ki benim ibadetim budur, ibadeşanem cem evidir. Onu diyenler de ancak saygı göstermek durumundadır. Kimse icazet verme durumunda değildir. Sizin ibadetiniz ve ibadeşaneniz için –onun ibadeşane olup olmaması noktasında- kimsenin icazetine, iznine ihtiyacınız yoktur, bu takdir size aittir. Devlet cenahına da bunu ben huzuren de diyorum, buradan da diyorum; bu bir insan hakkı meselesidir, insan hakkının vazgeçilmez meselesidir, inanç meselesi, bir insan hakkı meselesidir.

Bu toplum böyle inanıyor. Allah, Muhammed, Ali diyor. Kuran diyor. Lailaheillallah diyor. Ya Huseyn diyor. Bunu İslam’ın dairesi dışında mı, içinde mi gibi hezeyanlara kimse düşmesin. Örnek bir toplum, Ali taraftarı, Hüseyin aşığı bir toplum, İslam’ın içinde mi, dışında mı tartışmasına, safsatasına kimse düşmesin. Eğer Ali’yi sevenler İslam’ın dışındaysa; İslam’ın içinde demek ki hiçbir Allah kulu yok. Değil mi ki bu din; beyan-ı Muhammedi’nin yanında, Zülfikar-ı Ali’yle yaşadı. Değil mi ki bu din; beyan-ı Muhammedi’nin yanında, Emvarul Hatice’yle yaşadı. Değil mi ki bu din; Huseyn’in al kanıyla sulanıp, yeşerdi. Bu bilinç içerisinde, bu bakış, bu perspektifle İslam’ı anlamaya çalışan bir topluma, yaşamaya çalışan, aşkla çalışan bir topluma İslam’ın içinde mi, dışında mı tereddüdü, soru işareti koymaya kimsenin -hakkı değil- hakkı yoktur.

Ben çok net ve açık diyorum, kamuoyunda her kesim bunu duyuyor –her platformda da bunu tartışırım- bu toplum, bu camia, bu inanç şekli ta Ahmet Yesevi’lerden şekillenip, Türk dünyasının kalıbına oturtulan bu anlayış, bu yurdu Türk yurdu, İslam yurdu yapan anlayıştır. İslam’ın mahkeme gücü değil, mahkeme duvarı değil, İslam’ın gülen yüzüdür. Bunu herkes böyle bilmeli. Efendim kadın erkek bir arada cem oluyor, iyi biz ana-bacı- kardeş, kardeşi bacıdan, oğlu anadan, ayırmıyorsak dinden mi çıkıyoruz? O zaman sorarlar; milyonlarca hacı Kabe’de, Beytullah’ta, Mescid-i Haram’da, kadın-erkek beraber dönmüyor mu? Beraber tavaf etmiyor mu? Siz orada ne yapıyorsanız, bunlarda burada onu yapıyor. Eğer sen ananı, bacını, kızını ibadetten uzak salmış, bu sadece erkeklere aittir deyip yanlış bir geleneği sürdürüyorsan, ailede erkek egemen, toplumda erkek egemen, bırakın da Allah huzurunda bari kadın-erkek eşit olsun, oradan uzaklaştırılmasında, bu toplumun suçu ne? Bu konularda ben acizane, naçizane sizin bir hizmetçiniz olarak, İslam’ı literatürü bilen, kavramları bilen, usul-erkan bilen, elli yıl İslam ilmiyle uğraşan bir insan olarak; bu konudaki savunmayı bana bırakın, kim tartışacaksa gelsin benimle tartışsın.

Yolunuz açık olsun, aşkınız bol olsun, ibadetiniz kabul olsun. Son olarak Cem Vakfı’nın İzmir Şube Başkanı; burada halen cemevinin yapılmadığını ve salonlarda cem ibadetlerinin yapıldığını söylüyor. Sayın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’mızın bu beldenin emini olarak, bu topluma uygun bir yer tayin edip cemevi yapımında da destek olması gerekir, diye düşünüyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum."