Tüm dünyanın gözü Libya'ya çevrilmişken Bahreyn gözlerden uzak tutuluyor. İnsan hakları yalanlarıyla birtakım halk ayaklanmalarını destekleyen, hatta onlar için savaşa girişen Batı, sözkonusu Bahreyn olunca susuyor; hatta halkları katleden tarafı destekliyor! Siyonist ve emperyalistlerin emri ve etkin desteğiyle Bahreyn halkına karşı katliama girişen tekfirci zihniyet, arkasındaki güçlerin vermiş olduğu rehavetle utanmaz açıklamalara devam ediyor.
 
Sıkıyönetimin ilanının ardından ilk kez yabancı bir televizyona, TRT Haber’e özel demeç veren El Halife hanedanının önde gelen isimlerinden Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid bin Ahmed El Halife, olaylar hakkında konuştu.

Yıllardır açık ayrımcılıkla ülkeyi yöneten, ülkeye dışarıda Sünni nüfus işal eden örnek(!) El Halife, ülke olduklarını ifade ederek "Şiiler ile Sünniler arasında Bahreyn’de geçmişte hiçbir zaman bir ayrılık olmadı. Bir arada ve barış içinde yaşıyorlardı. Hatta Bahreyn bu özelliği ile bölge ülkeleri arasında örnek gösterilirdi. İnci Meydanı’ndaki olaylar iki mezhep arasında büyük bir gerilime neden oldu. Biz bunun böyle devam edemeyeceğini bütün dünyaya göstermek istedik ve duruma müdahale ettik. Tarihte Sünniler ile Şiilerin barış içinde yaşayabileceğini bütün dünyaya göstermeyi başardık. Bunu bir kez daha göstermeye kararlıyız" dedi.

Kendi halkını yabancı ülkelerin tanklarına çiğneten hain yönetimin dışişleri bakanı, İran’ı ülkesinin içişlerine karışmakla suçlayarak şunları söyledi:

"İran’ın İnci Meydanı’ndaki göstericilere yapılan müdahalenin ardından yaptığı açıklama son derece dostluktan uzak ve bölge barışına zarar verecek nitelikteydi. İran, komşumuz ve din kardeşimiz olarak nitelediğimiz bir ülkeden hiç beklemediğimiz bir yaklaşım sergiledi. Bu duruma tepki gösterdik ve Tahran’daki büyükelçimizi danışmalarda bulunmak üzere geri çağırdık. İran da aynı şeyi yaptı ve büyükelçisini çekti. Bu durum iki ülke arasındaki ilişkileri kopma noktasına getirdi."

Açıkça mezhepçi ve tekfirci bir duruş sergileyen El Halife, olası bir İran saldırısına karşı hazır olduklarını tehditlerle ifade etti:

"Bu konuda son derece iyi hazırlanmış planlarımız var. Her yerden gelebilecek tehditlere karşı kendimizi korumaya hazırız. Üyesi olduğumuz Körfez İşbirliği Konseyi tıpkı NATO ülkeleri arasında olduğu gibi dış tehditlere karşı bir arada hareket etmek için kurulmuş bir ittifaktır. Dolayısıyla komşumuz Suudi Arabistan’ın da böyle bir saldırı halinde yanımızda olacağını biliyoruz. Böyle bir tehdidin ortaya çıkması halinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu yakın müttefiklerimiz bölgenin kaosa sürüklenmesine asla izin vermeyecektir. Biz dostlarımıza güveniyoruz. Dolayısıyla böyle bir tehditin üstesinden nasıl geleceğimizi çok iyi biliyoruz"