Hocalı soykırımına katılmış Ermenilerin ve onların yardımcıları yaptıkları insan haklarına ve uluslar arası hukuki antlaşmalara - Cenevre Sözleşmesi, İnsan Hakları Beyannamesi, Vatandaş ve Siyasi Haklar Konusunda Uluslararası Sözleşme, Ateşkes Zamanında ve Askeri Çatışmalar Zamanı Kadın ve Çocukların Korunması Beyannamesi’ne - karşı olarak işlenmiş bir soykırımdır.
Ayrıca Hocalı soykırımı 9 Aralık 1948’de BM tarafından kabul edilen ve 12 Ocak 1951 tarihinde yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler’in 'Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşmesi' 2. Maddesinde yer alan “milli, etnik, ırkı veya dini bir grubu kısmen veya tamamen imha etme” biçiminde tanımlanan Jenosit/Soykırım kavramı ile tamamen örtüşmektedir. Ermenilerin Hocalı’da yaptıkları katliam BM Soykırım Anlaşmasında, Soykırım gerçekleşmiş sayılacağı koşullarını sayan 2. maddesinde yer alan beş bendin ilk ikisi ile uyum göstermektedir. İlgili maddede soykırımın gerçekleşmesi için bu bentlerde düzenlenen eylemlerden birinin yeterli olduğu belirtilmektedir. Ermenilerin Hocalı’da yaptıkları toplu katliam BM Soykırım Anlaşmasında Soykırımı düzenleyen 2. maddenin a) bendinde yer alan “bir grubun üyelerinin katledilmesi” ve b) bendinde yer alan “grup üyelerinin bedeni ve akli açıdan ciddi biçimde zarar verilmesi” koşulları ile birebir uyuşmaktadır.
Ayrıca Hocalı katliamı, uluslararası hukukta saygın bir yere sahip Nürenberg Mahkemesi Kuruluş Senedinde ve Mahkeme Kararında Tanınan (kabul edilen) Uluslararası Hukuk İlkeleri” metninin 6. ilkesinin iki) bendinin de c. fırkasında tanımlanmış insanlığa karşı işlenen suçlar (Crimes Against Humanity) kapsamında da ele alınmalıdır.
Hocalı’da savaş suçları açsından, diğer suç kategorileri ve uluslararası temel belgeler açısından da suç işlenmiştir
Hocalı Soykırımı Konusunda Neler Yapılmalıdır?
Hocalıda yaşananların bir soykırım olduğu gerçeğinden hareketle şu hususların yapılması gerektiği düşünülmektedir:
Azerbaycan Devleti Olarak Yapılması Gerekenler:
Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ Bölgesindeki Hocalı köyünde yaşanan vahşetin bir soykırım olduğunun uluslararası camiada kabulü için yasal prosedür başlatılmalı ve Azerbaycan Devleti resmen Lahey Adalet Divanına başvurarak 9 Aralık 1948’de BM tarafından kabul edilen Jenosit Sözleşmesi çerçevesinde dava açmalıdır. Başvuruda gerekli deliller çerçevesinde Ermenistan’ın önceki Devlet Başkanları Levon Ter Petrosya ve Robert Koçaryan ile bugünkü Devlet Başkanı Serj Sarkisyan da dahil Hocalı Soykırımını gerçekleştiren bütün siyasi ve askeri komutanların ismi net biçimde belirtilmeli ve cezalandırılması istenmelidir. Hem Ermenistan (1993’de) hem de Azerbaycan (1996’da) BM Soykırım Anlaşmasını imzaladıkları için bu anlaşma kendilerini bağlamaktadır. Örneğin, Bosna Hersek bu mahkemeye başvurarak Yugoslavya eski Devlet Başkanı Slobadan Miloşeviç’in yargılanması için dava açmıştır. Ve uluslararası mahkeme Miloşeviç davasında 1995’de Srebrenitsa kentinde yedi bin Boşnak’ın katledilmesini soykırım olarak kabul etmiş ve sanığı bu suçtan da yargılamıştır.
Diğer taraftan Azerbaycan’ın elindeki petrol kozunu Hocalı konusunda ve genelde Ermeni sorunu konusunda etkin bir şekilde kullanması gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Olarak Yapılması Gerekenler:
Azerbaycan Parlamentosu 1994’te Hocalı’da yaşanan katliamı soykırım olarak kabul etmiştir. Yapılması gereken her türlü bilgi ve belgesi olan bu vahşeti TBMM’nin de soykırım olarak kabul etmesidir. Bununla beraber Azerbaycan ile koordine halinde bu konu uluslararası gündeme taşınmalı, Ermeni sorunu konusunda güçlü bir argüman olarak görülmelidir.
Ankara’nın Keçiören Belediyesi resmi olarak 9 Mart 2005’de Hocalı’da yaşanan trajik olayları “soykırım” olarak tanımış ve bir de soykırım anıtı yapmıştır. Diğer yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler de benzer yola gitmelidir.
Türk ve Azerbaycan Sivil Toplum Örgütleri ve Birey Olarak Yapılması Gerekenler:
Türkiye, Azerbaycan ve dünyanın birçok bölgesindeki Türklerin bireysel ve toplu olarak Lahey Adalet Divanı’nda dava açmaları sağlanmalıdır. Özellikle yakınlarını kaybeden ve zarar gören Hocalılı kardeşlerimizin bunu yapmalarına önayak olunmalıdır.
İmkanı iyi olan STK’lar ve işadamlarının bu konuya kaynak ayırarak Avrupa ülkelerinin birisinde bir enstitü açılmasına yardım etmeli ve kurulan enstitü vasıtasıyla bu işler bilimsel bir zeminde incelenmeli ve bu çalışmalara yön verilmelidir.
Hocalı Soykırımı gerçeğinin ve bütünlükte Karabağ veya Ermenilere yapıldığı ileri sürülen sözde soykırım iddialarının önünde etkili bir set oluşturmak için ilgili konuları ele alan bilimsel çalışmalar teşvik edilmelidir. Bu çalışmaların yabancı dillere tercüme edilerek yayımlanması için çaba gösterilmelidir.
26 Şubat günü arifesinde bütün dünyada Hocalı Soykırımı ve Karabağ gerçeğini anlatan sergilerin düzenlenmesi için çaba gösterilmelidir.
Azerbaycan Milli Meclisi (Parlamento) her yıl Şubatın 26’sını 'Hocalı Soykırımı Günü' ilan etmiştir. Her yıl Şubatın 26’sında saat 17.00’de Azerbaycan halkı Hocalı soykırımının kurbanlarının hatırasını anma töreni yapmaktadır. Bu törenleri koordineli bir şekilde bütün dünyada yapılması önemlidir.
Hocalı soykırımını biz kendimize anlatmanın yanı sıra (özelikle biz Ermeniyiz diyenlere) yurt dışında basılan kitaplar ve açılan sergilerle küresel gündeme çıkmasına yardımcı olmalıyız. Bütün bunlarla beraber bu konuları sürekli gündemde tutmalı, bu konudaki bilgi, belge ve yazıları paylaşmalı ve dağıtımına yardımcı olmalıyız.
Sinan OĞAN -TÜRKSAM Başkanı
23 Şubat 2011