Türkiye Stratejik Analizler Merkezi (TÜRKSAM) Başkanı Sinan Oğan, Ermenistan'daki Medzamor nükleer santralinin bölge için tehlike saçmaya devam ettiğini belirterek, 'Bugün dünyanın en tehlikeli nükleer santrali Türkiye sınırına sadece 16 kilometre uzaklıktadır.

Dünyada 4. nesil santraller kullanılmaya başlanmışken Metsamor nükleer santrali, ilk nesil santraller olarak dünyada artık kullanımdan kalkmıştır' dedi.

TÜRKSAM Başkanlığının yanı sıra Metsamor Nükleer Santralinin Kapatılması İçin Sivil Girişim koordinatörlüğünü de yürüten Oğan, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ve AB verilerine göre, santralin dünyadaki en tehlikeli nükleer tesislerden biri olarak kabul edildiğini, Ermenistan'ın 25 Ocak 2001 tarihinde Avrupa Konseyi'ne üye olurken, 2004 yılına kadar tesisi kapatmayı taahhüt etmesine karşın Ermenistan hükümetinin santrali kapatmamakta ısrar ettiğini söyledi.

Metsamor santralinde, kurulduğundan bu yana, 5'i büyük olmak üzere 150'den fazla kazanın yaşandığını ileri süren Oğan, Türkiye'nin muhtemel nükleer felaketlere karşı önceden tedbir alması gerektiğini vurguladı.

Uluslararası standartlara göre, büyüklüğü 5 ve üzeri olan depremlerin meydana geldiği bölgelerde nükleer santral yapımına izin verilmediğini anımsatan Oğan, Metsamor nükleer santralinin SSCB döneminde hiçbir önlem alınmadan şiddetli depremlerin yaşanabileceği bir bölgede kurulduğunu aktardı. TÜRKSAM Başkanı Oğan, çeşitli uluslararası raporlarda bu nükleer santralin güvenli olmadığı gerekçesiyle kapatılmasının talep edildiğini hatırlattı.

Ermenistan Parlamentosu Enerji Komisyonu üyesi Robert Hazaryan'ın 'Bu santral Avrupa standartlarına uymuyor. Çernobil, Avrupa'daki nükleer santrallerin daha güvenli olduğunu kanıtladı' ifadelerine atıfta bulunan Oğan, Ermenistan enerji bakanının da Metsamor'un asla Batı standartları seviyesine getirilemeyeceğini açıkladığını söyledi.

'Metsamor, nükleer santrali 8 şiddetinde depremlerin yaşanabileceği bir fay hattında inşa edilmiştir' diyen Oğan, 1988 depreminde zarar gören santralin birkaç yıl kapalı kalmasının ardından tekrar faaliyete geçirildiğini, santralden muhtemel sızıntıların yanı sıra soğutma amaçlı kullanılan sulara radyasyon karışması ihtimalinin de yüksek olduğunu ifade etti. TÜRKSAM Başkanı Oğan, şöyle konuştu:

'Bu sular yer altı sularına karışmakta ve çok yakındaki Iğdır'da etkileri görülmektedir. Iğdır yöresinde rastlanan bazı durumların santralden kaynaklandığına inanılmaktadır. Sınır bölgelerinde bitki örtüsünde meydana gelen kurumaların, hayvanlarda artan sakat doğumların, insanlarda kanser, sakat ve ölü doğum ile çocuk ölümlerinde meydana gelen artışların Metsamor Nükleer Santrali sebebiyle ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Iğdır'daki son durum ciddi bir değerlendirmeden yoksundur. Yetkililer bu durumu araştırmalı, sonuçları dünya kamuoyuna duyurmalıdır. Metsamor Nükleer Santrali sadece Iğdır için değil, aynı zamanda Azerbaycan, Gürcistan, İran ve hatta Ermenistan'ın kendisi için de tehlike arz etmektedir. Bölge ve dünya için tehlikeli bu santralin bir an önce kapatılması gerekir.