5 Kasım Cuma günü Halkalı Zeynebiye Camii’ndeki Cuma hutbesinde binlerce kişiye seslenen Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, hutbesinin ikinci kısmında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. NATO’nun, İsrail jandarması gibi davrandığını belirten Özgündüz, günü geldiğinde İsrail’i korumaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini vurguladı:
"NATO’nun Doğu Avrupa’da konuşlandırmak istedikleri füze kalkanı için Rusya’nın tepkisini göze alamadılar. Rusya’ya, size karşı değil İran’a karşı yapıyoruz, deyince; Rusya da "O zaman Ukrayna’da ne işin var, İran’a karşıysa Türkiye’de kur, Irak’ta kur." dedi. Onlar da şimdi gelip ülkemizde kurmak istiyorlar. İşgal ettikleri Irak değil de, niçin Türkiye? Bu, sorgulanması gereken bir durumdur. Üstünde ciddi ciddi düşünülmesi gereken şeyler. Cevapları yok değil, elbette var da, bunların hepsine süremiz yetmez.
Peki İran, ABD ya da Avrupa için nasıl bir tehdit oluşturuyor ki bunlar, Türkiye’de bir füze kalkanı kuracaklar? İran’ın füzeleri nereye yetişiyor ki? Şimdiye kadar denediği füzelerin en uzun menzillisi 2000 km.’dir. Yani Tahran’dan İstanbul’a kadar. Buradan daha batıya geçmiyor ki, niçin korkuyorlar? Ayrıca İran’ın nükleeri olacak! İsrail’in var ve kullanacağız dediler. ABD’nin var, kullandılar; çıkarlarımız gerektirirse yine kullanırız, dediler. İran’ın liderinin, bu haramdır, istemiyoruz, demesine rağmen, siz yapacaksınız deyip tedbir alıyorlar. Kimin için bu tedbirler? Tabii ki, İsrail’i rahatlatmak için. İsrail’i rahatlatmak bana mı kaldı! Türkiye’ye mi kaldı! NATO’nun derdi İsrail mi? NATO İsrail gücü, İsrail jandarması mı?
Şunu iyi bilsinler ki, eğer gün o güne gelse, İslam ümmeti İsrail’e karşı o karara varsa, atom bombası kullanması gerekmez, İran’dan atılacak füzeler de gerekmez. İsrail, karnımızın ortasındadır. Her yerden ulaşabileceğimiz noktadadır. Mesele aslında İran’ın füzelerini önlemek değil, kişisel kanaatimi diyorum, mesele; Türkiye ile İran'ın, iki lider güçlü İslam ülkesinin iyiye giden ilişkilerini bozmaktır. Bunu da, tabiri caizse NATO grup kararıyla yapmaya çalışıyorlar. Ülkemizi yönetenleri, özellikle hariciyemizi akil insanlar yönetiyor. Bu oyuna gelmeyeceklerini, böyle bir yanlışa girmeyeceklerini ümit ediyorum. Bizim İslam dünyasıyla İsrail arasındaki çekişmelerde yerimiz safımız bellidir. Haklı olduğu için, mazlum olduğu için dindaşımızın yanındayız. Zalim olduğu için, haksız olduğu için İsrail’in karşısındayız. Onun için bu oyunlar, bizi zorla o saftan ayırıp İsrail safına katmak manevrasıdır. Allah emperyalist ve Siyonistlerin oyununu kendi başlarına çevirsin."
07 Kasım 2010