13 Mart Cumartesi günü gerçekleşen Caferi Çalıştayı'na katılan ve Caferi toplumunun kahır çoğunluğunu oluşturan temsilcilerin açıkladığı talepler basında da yer buldu. Haber metinlerinde Diyanet'e bağlı olmama vurgusu ve din görevlisi yetiştirme imkanının sağlanması talepleri öne çıktı.
Anadolu Ajansı:
Caferiler taleplerini belirledi
Türkiye Caferileri, düzenledikleri ''Caferi Çalıştayı''nda, inanç ve kültürel alanlarda yaşadıkları sorunları ele aldı ve beklenti ve taleplerini belirledi.
Caferiler, Diyanet İşleri Başkanlığı çatısı altında bir yapılanmayı asla düşünmeyip, ders kitaplarında mezhepleriyle ilgili bilgi verilmesini, üniversite de dahil dini eğitim yapabilme, din görevlisi ve eğitimcisi yetiştirebilme fırsat ve imkanı ile genel bütçeden pay talep ediyor.
İstanbul’da basına kapalı düzenlenen çalıştayın ardından, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, müzakere sonucu varılan mutabakatı basın mensuplarına okudu.
Özgündüz, son zamanlarda hükümetin gündeme aldığı demokratik açılımların bir gereği olarak Türkiye'de yaşayan Caferi toplumunu temsil eden, din ve kanaat önderlerinin katılımıyla bu çalıştayın düzenlendiğini söyledi.
Çalıştayda, bu toplumun şimdiye kadar esirgenen inanç ve kültürel haklarının masaya yatırıldığını ve karara bağlandığını ifade eden Özgündüz, çalıştay sonunda eğitim, yayın, ibadeşaneler, bütçe ve din hizmetleri konularında mutabakata vardıklarını belirtti.
Eğitim alanında vardıkları mutabakatta, eşitlik ilkesi gereği din dersi kitaplarında Caferilik ile ilgili bilgilerin de yer alması, Caferi mezhebi mensupları tarafından hazırlanacak metnin okutulan ders kitaplarına alınıp objektif bir biçimde öğretilmesi ve bunun anayasal güvence altına alınmasını istediklerini söyleyen Özgündüz, yurt içinde üniversite dahil olmak üzere dini eğitim yapabilme, din görevlisi ve eğitimcisi yetiştirebilme fırsat ve imkanının verilmesini talep ettiklerini ifade etti.
Yayın alanında, kamuya ait, başta TRT olmak üzere her türlü kitle iletişim araçlarıyla yapılan dini içerikli yayın ve yayımlarda Anayasa'nın 10. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesi doğrultusunda Caferilere de kendi inançlarını tanıtma imkanının verilmesini ve ilgili mevzuatta gerekli değişikliklerin yapılmasını istediklerini belirten Özgündüz, şunları kaydetti;
''İbadeşaneler konusunda, Caferiler tarafından kurulmuş ve kurulacak olan cami, mescit, Kur'an kursu ve benzeri müesseselerin yönetim ve mülkiyet haklarına dokunulmamasını, bütçe konusunda, genel bütçeden din hizmetleri için ayrılan paydan eşitlik ilkesi gereğince adil bir şekilde Caferilerin de yararlandırılmasını, din hizmetleri alanında, Caferi din alimlerinin yurt içi ve yurt dışı görevlerinde Caferiler tarafından kurulan, özel bir kanuna dayanan ve kamu yararına çalışan özel hukuk tüzel kişiliğine sahip kurumun muhatap alınması esasına dayanarak gerekli imkan, destek ve kolaylıkların devlet tarafından sağlanmasını istiyoruz.''
Selahattin Özgündüz, bu taleplerinin ''insaf, adalet, hukuk ve eşitlik esaslarına uygun, meşru ve makul talepler'' olduğu konusunda görüş birliğine vardıklarını belirterek, ''Ayrıca, Caferi alimleri, Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut yapı, mevzuat ve icraatını göz önüne alarak, bu Kurumda görev almanın kesinlikle Caferi fıkhına uygun olmadığı görüşündedirler. Dolayısıyla bu şartlarda Diyanet İşleri Başkanlığı çatısı altında bir yapılanmayı Caferi Alimler asla düşünmemektedir'' dedi.
İhlas Haber Ajansı:
Caferiler, Hükümetten Taleplerini Açıkladılar
Taleplerinin başında, eğitim konusuna değinen Caferiler, eşitlik ilkesi gereği din dersi kitaplarında Caferilikle ilgili bilgilerin de yer alması gerektiğini belirtirken, kamuya ait, başta TRT olmak üzere her türlü kitle iletişim araçlarıyla yapılan dînî içerikli, yayın ve yayımlarda Anayasanın 10. Maddesinde belirtilen eşitlik ilkesi doğrultusunda Caferîlere de kendi inançlarını tanıtım imkanının verilmesi ve ilgili mevzuatta gerekli değişikliklerin yapılması gerektiğini ifade etti.
Fındıkzade'de bulunan Ramada Otel'de, "Caferilerin hükümetten talepleri" başlığı altında basın toplantısı düzenlendi. Son zamanlarda hükümetin gündeme aldığı demokratik açılımların bir gereği olarak, Türkiye'de yaşayan Caferi (İmamiyye-İsnaaşeri) toplumunu temsil eden, din ve kanaat önderlerinin katılımıyla, Grand Anka Hoteli'nde düzenlenen çalıştay toplantısında alınan kararların bir bildirge şeklinde hazırlandığı ifade edilirken, bildirgeyi Türkiye Caferileri Lideri Selahaddin Özgündüz okudu.
Özgündüz, çalıştay toplantısında, toplumun şimdiye kadar esirgenen, inanç ve kültürel hakları masaya yatırılmış ve karara bağlanan, bu alandaki taleplerinin ana başlıklarıyla sıralandığını söyledi.
Bildirgede öncelikle eğitim konusunda dikkat çeken Selahaddin Özgündüz, eşitlik ilkesi gereği din dersi kitaplarında Caferilikle ilgili bilgilerin de yer alması gerektiğini söyledi. Özgündüz, Caferi mezhebi mensupları tarafından hazırlanacak metnin, okutulan ders kitaplarına alınıp objektif bir biçimde öğretilmesi ve bunun anayasal güvence altına alınması gerektiğini ifade ederek, "Yurt içinde üniversite dahil olmak üzere dinî eğitim yapabilme, din görevlisi ve eğitimcisi yetiştirebilme fırsat ve imkanının verilmesi" maddesine dikkat çekti.
Türkiye Caferileri Lideri Selahaddin Özgündüz, kamuya ait, başta TRT olmak üzere her türlü kitle iletişim araçlarıyla yapılan dînî içerikli, yayın ve yayımlarda Anayasanın 10. Maddesinde belirtilen eşitlik ilkesi doğrultusunda Caferîlere de kendi inançlarını tanıtım imkanının verilmesi ve ilgili mevzuatta gerekli değişikliklerin yapılması gerektiğini söyledi. Caferîler tarafından kurulmuş ve kurulacak olan cami, mescit, Kur'an kursu ve benzeri müesseselerin yönetim ve mülkiyet haklarına dokunulmaması gerektiğini de belirten Özgündüz, bildiriyi şu şekilde sıraladı:
"Genel bütçeden din hizmetleri için ayrılan paydan eşitlik ilkesi gereğince adil bir şekilde Caferilerin de yararlandırılması. Caferi din alimlerinin yurt içi ve yurt dışı görevlerinde Caferiler tarafından kurulan, özel bir kanuna dayanan ve kamu yararına çalışan özel hukuk tüzel kişiliğine sahip kurumun muhatap alınması esasına dayanarak gerekli imkan, destek ve kolaylıkların devlet tarafından sağlanması. Caferilerle ilgili burada belirtilen taleplerle birlikte her türlü sorun ve konularda bu kesimin, din alimlerinin kahır çoğunluğu tarafından oluşturulacak, özel bir kanuna dayanan ve kamu yararına çalışan özel hukuk tüzel kişiliğine sahip kurumun muhatap alınması .
Bu altı maddeden oluşan bu taleplerin insaf, adalet, hukuk ve eşitlik esaslarına uygun, meşru ve makul talepler olduğunda çalıştaya katılan Caferi toplumunun kahır çoğunluğunu temsil eden dinî ve siyasî önderler fikir birliği içindedirler. Ayrıca, Caferi alimleri, Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut yapı, mevzuat ve icraatını göz önüne alarak bu kurumda görev almanın kesinlikle Caferi fıkhına uygun olmadığı görüşündedirler. Dolayısıyla bu şartlarda Diyanet İşleri Başkanlığı çatısı altında bir yapılanmayı Caferi Alimler asla düşünmemektedir."
15 Mart 2010