Özgündüz, konuşmasında Erbain, birlik, Karabağ ve Azerbaycan'daki işal inançlara değindi.
Kerbela faciasının ardından yaşananları anlatan Özgündüz, kafilenin Şam’a olan yolculuğundan ve Hazreti Zeyneb’in Şam’da Yezit’in sarayını titretmesinden bahsetti. Erbain’de İmam Hüseyin’in hanedanın Kerbela’ya döndüğü konusunda çeşitli rivayetlerin olduğunu, ancak Hz. Zeyneb’in, İmam Hüseyin’i ziyaret etmeden Medine’ye geçeceğini düşünmediğini ifade etti. Zaman açısından bunun mümkün olduğunu belirten Özgündüz, Erbain’de tutulan yası anlattı. Özgündüz’ün Hüseyin’siz yaşayamayıp bir yıl içinde ölen Hz.Rubab’ın Kerbela faciasının ardından yaşayışını anlatması, salonda duygulu anlar yaşanmasına sebep oldu.
Konuşmasında Zeynebiye’nin geçirdiği otuz yıllık tarihi süreci özetleyen Özgündüz, şunları söyledi:
“Otuz sene önce, köyünden İstanbul’a göçmüş 25-30 kadar insanın başlattığı hareket, bugün bu seviyeye ulaştı. Aşura Günü’nde Türkiye’nin gündemi Aşura oluyor, Anadolu’da hayat duruyor. Halkalı’da yüz binlerce, televizyondan milyonlarca insanın kalbi İmam Hüseyin için atıyor. Aşura, Türk’ü-Kürt’ü, Alevisi-Sünnisi, kuzeylisi, güneylisi, doğulusu, batılısı herkesin müşterek platformu olmuştur. Bu işlere karşı onca direnmelere rağmen, bu gün gelinen noktada Başbakanımız Aşura’yı mili matem günü kabul ediyor, ana muhalefetin lideri Aşura Merasimi’ne katılarak bu toplumu takdir ediyor. Bunları niye anlatıyorum? Mektep için yapılan çalışmalar takva üzere olmalıdır. Nefsimizi bu çalışmalarımıza karıştırmamalıyız. İşte o zaman başarılı olursunuz. Hüseyin’in Aşura’sını geçim kaynağı görmedim. Hiçbir partinin, hiçbir ülkenin boyunduruğu altına girmedim. Doğru söz, kim söylerse kabulümdür; ama dolarla doğru kabul etmedim. Bugün para veren, yarın emir verecek, kendi menfaatler için kullanacak. Bana güvenenleri tehlikeye atmış olurum. Ben bundan uzak durdum. Ne ihtilal dönemindeki baskılar, ne rüşvet ne de korku bizi alıkoymadı. Allah buyuruyor ki, “Sırat-i müstakime, -tek doğru yola- uyun; diğerlerine uymayın.” “Allah’a ve Resul’e itaat edenler Allah’ın nimetlendirdikleriyle olacak.” Ne güzel arkadaşlar onlar.
Konuşmasında İmam Ali’nin İslam’ı en iyi anlayan olduğunu ifade eden Özgündüz, İmam Ali’nin İslam’ın birliğinin ve bütünlüğünün bozulmaması için yaptıklarını anlattı. Şii’nin Ali’den çok Ali’ci; Sünni’nin Ömer’den çok Ömer’ci olmaması gerektiğini ifade eden Özgündüz:
"Bizi kim bölüyor? Emperyalistler ve Siyonistler.. Bu cevap topu taca atmaktır. Düşman, doğal olarak düşmanlığının gereğini yapar. Biz niye onlara alet oluyoruz? Küffara gelince el pençe, kendimize gelince aslan oluyoruz. Mü’minlerin vasıflarından biri, birbirlerine karşı alçakgönüllü olmalarıdır. Alçakgönüllü oldun mu, Allah seni yüceltir, kibirlendin mi Allah seni alçaltır. Ama biz, birbirimizi tekfir etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Müçtehitlerin bile her meselede farklı görüşleri var. Müçtehit farkı düşmanlık sebebi değildir. Müçtehitler milleti bölen kimseler değildir. Hadiste var, ara karıştıranlar namusunu satanlarla birlikte cennetin beş yüz yıllık yakınından bile geçmeyecek. Fitneciler, namusunu satanlarla bir tutuluyor; onlar cennetin kokusunu bile duymayacak. Suçsuz yere bir insanı öldüren, tüm insanları öldürmüş gibidir.” Ama yerinden kalkan katli vacip fetvası veriyor. Fitne en büyük cinayettir.
Rusya'daki Azerbaycanlılara Karabağ konusunu hatırlatan Özgündüz şunları söyledi:
"Karabağ Ermeni’nin elinde kaldığı sürece bizim başımız dik olmaz. Bu sorunu devlet-millet el ele vererek çözmeliyiz. Biz, haklı olduğumuz için uluslararası kuruluşlar da bizden yana. Umarım, savaşa gerek kalmadan Ermeniler aklını başına toplar. Ermeni’nin aklını başına toplaması da senin gayretine bağlıdır."
Azerbaycan'a dışarıdan inanç işal edilmesine de karşı çıkan Özgündüz, bu konuda herkesi duyarlı olmaya çağırdı:
"Azerbaycan’a işal din-mezhep sokmayın. Ne Şiilik’e ekstra Şiilik, ne Sünnilik’e ekstra Sünnilik katın. Azerbaycan’ın Şii’si Şii, Sünni’si Sünni, Hıristiyan’ı Hıristiyan kalsın. Aksi takdirde vatanda huzur kalmadığı zaman, hayatta hiçbir şeyin tadı kalmaz. Bu noktaya devlet ve milletçe dikkat edin."
Konferansın ara bölümünde ve sonunda Rusya'da yaşayan Ehlibeyt dostları Özgündüz'e büyük ilgi göstererek konferansa katılımlarından ve Azerbaycan'ın meselelerine duyarlılığından ötürü teşekkürlerini sundu.