Akşam namazın ardından başlayan programda, Zeynebiye Camii İmamı Ş. Hamit Turan, İmam Muhammed Bagir (as)'ın şehadetiyle ilgili bir konuşma yaptı. Turan, şunları söyledi:
"İmam-ı Zaman'ın kalbi bugün İmam Muhammed Bagır'ın şehadeti münasebetiyle mahzundur. Onun naibleri olan taklit merciilerimize, müçtehitlerimize, ulemamıza ve çok değerli üstadım Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz'e taziyelerimizi sunuyorum.
Allah, bize o Yeşil Kubbe'yi, Baki Kabristanlığı'nı ziyaret etmeyi nasip etsin. Bugün teşeyyü alemi yas merasimleri düzenliyor; Medine'de bulunan hacılarımız da İmam'ın kabrine en yakın noktadan O'nu ziyaret ediyor. Ağıtlar ve mersiyelerle matem tutuyorlar. Allah, bizim de elimizi oralara ulaştırsın.
Ehlibeyt'in her biri o kadar musibetlere maruz kalmış ki, insan düşününce hangi anlatacağını bilemiyor. İmam Muhammed Bagır (as) dünyadan göçünce dahi, O'nun musibeti bitmemiştir. O'nun Şiaları bugün O'nu ziyaret edememektedir. Mübarek kabri, türbesi yıkılmıştır Suudi Vahabilerce. Allah'tan korkmayan, Peygamber'den utanmayanlar ayaklarıyla çiğnemişler o pak kabri.
1988 yılında biz o kabri, yakından ziyaret ettiğimizde, Vahabi zihniyeti, elimize bulaşan toprağa dahi müdahale ettiler. Şiaların İmamlarına olan sevgileri Onlara saldırıları artırıyor.
İmam Sadık (as)'ın Mekke'de yapmış olduğu bir konuşma zamanın cebbarı Hişam ibni Abdülmelik'e ihbar edilmişti. (İmam, o konuşmasında Hz.Resulullah (sav) ve Ehlibeyt (as)'ın yüceliğini anlatmıştı) Hişam, İmam Bagır ve oğlu İmam Sadık (as)'ın Şam'a getirilmesini emretti. İhtişamını göstermek için ordusunun bir kısmını hazırlattı. Kendisi de ok hedefine ok atmaktaydı.
İmam Sadık (as) buyuruyor: Babamla içeri girdiğimizde Hişam itinasız bir şekilde babama, "Gel kavminin büyükleriyle ok at" dedi. İmam Bagır "Ben yaşlanmışım artık" deyince Hişam ısrar etti. Bunun üzerine İmam (as) oku hedefe attı; ve tam ortasından vurdu. Bir daha attı, hedefteki oku tam arkasından vurarak parçaladı. Üçüncüsünü attı, bir önceki oku parçaladı. Bu şekilde birbiri ardına tam dokuz ok attı.
Hişam, şaşkın bir şekilde, böyle ok atmayı nereden öğrendiğini sordu. İmam ise, "Medine'de bu yaygındır; ben de kullanmıştım vaktiyle" diye cevap verdi. Hişam, sonrasında yapacağı zulmü kamufle etmek için İmam'a saygı ve yakınlık göstermeye başladı. Rivayetlere göre Hişam ya kendi eliyle ya da başkasını eliyle İmam'ı zehirledi.
İmam zehrin etkisiyle şehit olmadan önce oğlu İmam Sadık'a birtakım vasiyetlerde bulundu. Vasiyetini arz etmeden önce İmam Bagir (as)'ın bir sözünü hatırlatmak istiyorum:
Olgunluk, tam olgunluk, üç şeydedir: dinde bilinçlenmek, musibette sabretmek ve ölçülü yaşam sürmek.
Ehlibeyt ilmini büyük bölümü, ilmi yaran, parçalayan "bagır" lakabını alan İmam Bagır ve oğlu İmam Sadık zamanında insanlara ulaşmıştır.
İmam Bagır (as) vasiyetinde, oğlu İmam Sadık (as)'a Ehlibeyt'in mateminin tutulması için belli bir miktar para verdi. Bir başka rivayette oğlundan Ehlibeyt'in matem merasimlerini hazırlamakla yükümlü bir vakıf kurmasını istediği belirtilir. Buradan yola çıkarak İmam Hüseyin'e kıyamet gününe dek nasıl matem tutmamız gerektiğini düşünelim. Muharrem ayı yaklaşıyor, dualarınızı bekliyorum. Allah, bizlere İmamlarımızın dünyada ziyaretini, ahirette şefaatini nasip etsin."
Değerli alimimiz Ş.Hamit Turan, konuşmasının ardından atalar yurdu Azerbaycan'ın başkenti Bakü'den gelen Seyyit Talih'i mersiye okumak üzere davet etti.
Seyyit Talih'in mersiyesi Zeynebiyelileri gözyaşlarına boğdu.
25 Kasım 2009