Kudüs'te, Müslümanların kutsal mekanı Haremüşşerif'e, Eski Kent'tekiler hariç Arapların alınmaması; kent içindekilere de 50 yaş sınırının uygulanmasının yarattığı gerginlik devam ediyor. Bugün binlerce Yahudi ise camiinin hemen yakınında bulunan Ağlama Duvarı'ndaki özel duaya katıldı.
Haremüşşerif'in sınırlı olarak açılması Eski Kent dışında protestolara neden olurken, Kudüs Emniyet Müdürünün kentin Müslüman nüfusunu "nankörlük" ile suçlayan sözleri büyük tepi doğurdu.
Yahudilerin en kutsal günü saydıkları 29 Eylül'deki Yom Kippur'un bir gün öncesinde, bazı aşırı sağcı Yahudilerin cami yerleşkesine girmeleri ve ardından El Aksa Camii içine girmeye teşebbüs etmeleriyle, Filistinliler ile İsrail polisi arasında baş gösteren çatışmalardan sonra, Kudüs polisi, önce camiye girişlerde, genellikle Ramazan ayında cuma günleri uyguladığı 50 yaş altındaki erkeklerin ve İsrail kimliği taşıyanların sokulması uygulamasına başvurmuş; gerginliğin dinmemesi üzerine, Eski Kent dışından girişlere de camiyi kapamıştı.
İsrail polisi, önceki gece namaz için sadece iki giriş kapısını açarken, pazartesi sabahtan başlayarak üç kapıdan girişlere izin verdi. Kent içindeki Müslümanlar ancak Bab El Silsile, Bab En-Nadr ve Bab ül-Hutta kapılarından giriş yapabiliyor.
KAPIDA NUMARA VERİLİYOR
Polis, kadınlara müdahale etmezken, 50 yaşın üzerindeki erkekleri kimliklerini alarak ve numara vererek içeri sokuyor. Kimliklerin, camiye girenlerin içeride kalmasını engellemek için alındığı ifade ediliyor.
HAREMÜŞŞERİF'İ KANLA ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ
Cami çevresinde bugün herhangi bir olay meydana gelmezken, Kudüs'ün Arap mahallelerinden Zeytin Dağı'nda bir grup, polisin camiyi dışarıdan girişlere kapatmasını protesto etti. Mahallede bazı gençlerin de bölgeye gelen aşırı dindar Yahudilere taş attıkları bildirildi. Polis, buradaki gençleri dağıttı.
Protesto gösterisinde yer alanların çoğunluğunun İslami Hareket üyeleri olduğu belirtilirken, grup Zeytin Dağı'ndan İslam Hareketi liderlerinden Raed Salah'ın Vadi El Coz mahallesindeki evine dek yürüdü.
Raed Salah, burada toplananlara, Haremüşşerif'e kitleler halinda gelmeleri çağrısı yaptı ve "Haremüşşerif'i kanla ve ateşle özgürleştireceğiz" dedi.
Salah'ın Yardımcısı ve Eski Kent'e yaklaşması mahkeme kararıyla yasaklanan Şeyh Kemal El Hatib de Haremüşşerif'te yaşanan gerginlikle ilgili endişelerini dile getirdi ve "Bu, zor bir dönemin başlangıcı" diye konuştu.
AĞLAMA DUVARI'NDA 30 BİN KİŞİ TOPLANDI
İsrail'in bir haftalık Sukot Bayramının ortasında, en önemli dua günlerinden birinde Eski Kent'e binlerce Yahudi aktı. Bu nedenle, sadece El Aksa Camii çevresinde değil, Eski Kent'in Jaffa Kapısı'ndan başlayarak diğer girişlerine de çok sayıda güvenlik personeli konuşlandırıldı.
Kent ara sokaklarında, iki adımda bir polis ve sınır polislerinin bulunduğu dikkati çekerken, Eski Kent üzerinde sık sık helikopterler dolaştı. Sukkot Bayramı ortasında okunan Birkat Hakohanim duası için Ağlama Duvarı'nı dolduranların sayısının 30 binden fazla olduğu belirtilirken, Ağlama Duvarı yerleşkesi ve bahçesi tıklım tıklım doldu.
"MÜSLÜMAN KUDÜSLÜLER NANKÖR"
Kudüs Emniyet Müdürü Aharon Franco ise düzenlediği basın toplantısında sarf ettiği sözlerle Müslümanların tepkisine yol açtı.
Franco, Arap göstericilerle polis arasında Haremüşşerif ve çevresinde meydana gelen çatışmalarla ilgili olarak kentin Müslüman sakinlerini "nankörlük" ile suçladı. Kudüs Eski Kent'teki son yaşanan gerilime değinen Franco, "Polisin Haremüşşerif'te Müslümanların Ramazan boyunca serbestçe ibadet etmelerini sağlamasının ardından, yapılanların nankörlük olarak nitelendirilebileceğini" söyledi.
DEMOKRASİ KURSUNA İHTİYACI VAR
Franco'nun açıklamaları hemen tepki gördü. İsrail parlamentosunun (Knesset) Arap milletvekillerinden Ahmed Tibi, emniyet müdürünün "demokrasi ve eşitlik konularında kursa ihtiyacı olduğunu" kaydederek, "Anlaşılıyor ki Yahudilerin hepsi akıllı değil" diye konuştu.
Tibi, "İsrail polisi Müslümanların ibadet özgürlüğünü zedeliyor ve ibadeti 50'nin üzerindeki yaşlarla sınırlamak istiyor. Tanrı böyle bir sınır koymuş değil. İşgal idaresi yetkililerinin de ibadet özgürlüğünü tanımaları gerekir" dedi.
Ahmed Tibi, Franco'nun nankörlük suçlamasıyla ilgili olarak da, "Biz kimseden iyilik istemiyoruz. Siz ve arkadaşlarınız birer vatandaş ve insan olarak bizlere karşı olan görevlerinizi yerine getirin yeter" şeklinde konuştu ve daha önce bir bakanın Araplara yönelik aşağılayıcı anlamında kullanılan "Arabuş" sözlerini hatırlatarak şöyle devam etti:
"Bir bakan bize 'Arabuş' diye hakaret ederken, şimdi de bu bize nankörler diyor. İnsan bunların yasaları ve düzeni korumakla yükümlü kişiler olduğunu düşündükçe şaşırıyor."
Knesset'in Arap partilerinde Balad'ın Başkanı Cemal Zahalka da Franco'nun görevden alınmasını talep ederek, "Eğer ibadet özgürlüğüne samimi bir saygısı yoksa, çeksin gitsin" dedi.