ABD'nin eski Başkanı George W. Bush'a ayakkabı fırlattığı için hapse mahkum olan Iraklı gazeteci Muntazır El Zeydi, 9 aylık hapis cezasını tamamlamasının ardından bugün tahliye edildi. El Zeydi'nin tahliye edilmesinden sorna en çok dikkat çeken şey Zeydi'nin işkence izi taşıyan yüzü ve sökülmüş dişi oldu. Zeydi'nin dişlerinden birinin eksik olduğu ve bunun konuşmasını etkilediği gözlemlendi.
Tahliye sırasında kahramanlar gibi karşılanan El Zeydi kameralar karşısında geçti ve birçok konuda açıklamalarda bulundu. Zeydi, yaptığı konuşmada "İşte ben özgürüm ama ülkem hala esir" dedi.
Zeydi, işkenceye maruz kaldığını, kendisine elektrik verildiğini ve demirle dövüldüğünü söyledi. El Zeydi, gözaltına alındığı ilk günlerde dövüldüğünü, elektrik şoku verilerek kendisine işkence edildiğini de belirtti.
İşkence edenlerin kimliklerini daha sonra ifşa edeceğini kaydeden El Zeydi, Başbakan Nuri El Maliki'den özür dilemesini beklediğini ifade etti.
Zeydi, tüm dünya basının yakından takip ettiği basın açıklamasına şunları söyedi: "Bana destek olan herkese teşekkür ediyorum. Yaptığım hareket çok konuşuldu. Beni özgürleştiren ve beni eyleme sevkeden yaşadığımız dönemdi. Nasıl bizi ezmek istedilerse geçtiğimiz yıllarda hep 1 milyon şehit düştü bu işgalin altında ülkede 5 milyon yetimimiz oldu, 1 milyon dulumuz oldu. Ülkemizi terk etmek zorunda kalan binlerce ıraklı oldu. Herkes acı çekti, Şiisi, Sünnisi, Kürdü... Geçmişte hepimiz 10 yıldan fazla ABD ambargoları nedeniyle aç kaldık ama sabrımızdan yıkılmadık. ABD kurtuluş iddiasıyla komşuyla komşuyu, kardeşle kardeşi ayırdı. Ülkemizde artık heryer mezardı. İşte işgal bu. İşgal bizi dağıtıyor. İşgal evleri yok etti. Hapishanelerde on binlerce insan var. Ülkemin ve Bağdat'ın yıkıldığını görmek beni çok yıktı. Ben işgali kötüyü reddetmeyi seçtim. Katliamlar beni yıktı. Kurbanların çektikleri acılar ve yetimlerin çektikleri beni yıktı. Kendimi çok kötü hissediyordum. Her gün bir medyacı olarak bu görüntüleri aldıktan sonra kendimle hesaplaşıyordum, bu acıyı nasıl kaldıracağım diye.. Kurbanlara söz verdim onların intikamını alacağım diye. Her masum kan damlasına birşey vermek istedim. Eğer zalimler bu ayakkabının ne anlama geldiğini, acısını anlarsa belki masumların nasıl öldüğünü anlarlarsa, bunların nasıl insanlık kıstasını aştığını anlarlar diye düşündüm. Ayakkabı atarak onlara tepkimi göstermek istedim. İşgali reddettiğimizi göstermek istedim. Bizimle dalga geçer gibi 'demokrasi ve zafer' iddiasıyla geldiler. Vatanımın onurunu savunmak istedim. Bazıları diyorlar ki neden Bush'a bir soru sormadın. İşte burada yanıt veriyorum size. Nasıl soru sorabilirim ki. Bize toplantı öncesi emir verildi 'hiçbir soru soramazsınız' diye. Mesleğimizi kötü yönde kullananlar var. Eğer vatanseverlik olmazsa mesleğimiz de bir işe yaramaz"
Irak Başbakanı Nuri El Maliki'den özür beklentisi içinde olduğunu vurgulayan El Zeydi şunları söyledi: "Irak Başbakanı uydulara çıkıp da benim hapishanede yatakta rahat uyuduğumu öğrendikten sonra rahat uyuduğunu söyledi ama ben en kötü işkenceyi görüyordum. Elektrik verdiler, demirlerle dövdüler beni. İşkencelere maruz kaldım. Ki bunlar basın toplantısı sürdüğü dönemde yapıldı bu işkenceler. Sabah bırakıldım o kadar soğuktu ki kış bile ondan sıcaktır. Sayın Maliki'den bir özür istiyorum. Ordu ve tüm yetkililer bana işkence yapılmasını istediler."
Dünyabülteni
Tahliye sırasında kahramanlar gibi karşılanan El Zeydi kameralar karşısında geçti ve birçok konuda açıklamalarda bulundu. Zeydi, yaptığı konuşmada "İşte ben özgürüm ama ülkem hala esir" dedi.
Zeydi, işkenceye maruz kaldığını, kendisine elektrik verildiğini ve demirle dövüldüğünü söyledi. El Zeydi, gözaltına alındığı ilk günlerde dövüldüğünü, elektrik şoku verilerek kendisine işkence edildiğini de belirtti.
İşkence edenlerin kimliklerini daha sonra ifşa edeceğini kaydeden El Zeydi, Başbakan Nuri El Maliki'den özür dilemesini beklediğini ifade etti.
Zeydi, tüm dünya basının yakından takip ettiği basın açıklamasına şunları söyedi: "Bana destek olan herkese teşekkür ediyorum. Yaptığım hareket çok konuşuldu. Beni özgürleştiren ve beni eyleme sevkeden yaşadığımız dönemdi. Nasıl bizi ezmek istedilerse geçtiğimiz yıllarda hep 1 milyon şehit düştü bu işgalin altında ülkede 5 milyon yetimimiz oldu, 1 milyon dulumuz oldu. Ülkemizi terk etmek zorunda kalan binlerce ıraklı oldu. Herkes acı çekti, Şiisi, Sünnisi, Kürdü... Geçmişte hepimiz 10 yıldan fazla ABD ambargoları nedeniyle aç kaldık ama sabrımızdan yıkılmadık. ABD kurtuluş iddiasıyla komşuyla komşuyu, kardeşle kardeşi ayırdı. Ülkemizde artık heryer mezardı. İşte işgal bu. İşgal bizi dağıtıyor. İşgal evleri yok etti. Hapishanelerde on binlerce insan var. Ülkemin ve Bağdat'ın yıkıldığını görmek beni çok yıktı. Ben işgali kötüyü reddetmeyi seçtim. Katliamlar beni yıktı. Kurbanların çektikleri acılar ve yetimlerin çektikleri beni yıktı. Kendimi çok kötü hissediyordum. Her gün bir medyacı olarak bu görüntüleri aldıktan sonra kendimle hesaplaşıyordum, bu acıyı nasıl kaldıracağım diye.. Kurbanlara söz verdim onların intikamını alacağım diye. Her masum kan damlasına birşey vermek istedim. Eğer zalimler bu ayakkabının ne anlama geldiğini, acısını anlarsa belki masumların nasıl öldüğünü anlarlarsa, bunların nasıl insanlık kıstasını aştığını anlarlar diye düşündüm. Ayakkabı atarak onlara tepkimi göstermek istedim. İşgali reddettiğimizi göstermek istedim. Bizimle dalga geçer gibi 'demokrasi ve zafer' iddiasıyla geldiler. Vatanımın onurunu savunmak istedim. Bazıları diyorlar ki neden Bush'a bir soru sormadın. İşte burada yanıt veriyorum size. Nasıl soru sorabilirim ki. Bize toplantı öncesi emir verildi 'hiçbir soru soramazsınız' diye. Mesleğimizi kötü yönde kullananlar var. Eğer vatanseverlik olmazsa mesleğimiz de bir işe yaramaz"
Irak Başbakanı Nuri El Maliki'den özür beklentisi içinde olduğunu vurgulayan El Zeydi şunları söyledi: "Irak Başbakanı uydulara çıkıp da benim hapishanede yatakta rahat uyuduğumu öğrendikten sonra rahat uyuduğunu söyledi ama ben en kötü işkenceyi görüyordum. Elektrik verdiler, demirlerle dövdüler beni. İşkencelere maruz kaldım. Ki bunlar basın toplantısı sürdüğü dönemde yapıldı bu işkenceler. Sabah bırakıldım o kadar soğuktu ki kış bile ondan sıcaktır. Sayın Maliki'den bir özür istiyorum. Ordu ve tüm yetkililer bana işkence yapılmasını istediler."
Dünyabülteni