Yakınlarda Londra'ya getirilmeye çalışılırken İngiliz gümrüğünde el konulan Kabil 'den kaçırılma eserlerin çoğunluğu, İslam sanatının nadide eserleri...
Uluslararsı Kızılhaç örgütünün ve İngiltere hükümetinin araya girmesiyle, eserler yakın zaman önce Afganistan'a geri gönderildi, ve Kabil'de Afgan Ulusal Müzesi'nde sergilenmeye başladı.
Londra'dan ele geçirilip geri yollanan yaklaşık 1500 eserin tümü, Afganistan'dan yasadışı yollarla dışarı çıkarılmış.
Kabil'deki müzenin yetkililerinden Muhammed Fehim Rahmi, çalıntı Afgan eserlerin geri gönderilmesi için uluslararası topluluğa çağrıda bulunarak, "Koleksiyonlarında çalıntı Afgan eserlerin bulunduğu diğer ülkelere de, bunların Kabil'e geri nakledilmesi için buradan sesleniyorum. Bizim için çok değerli eserlerden bahsediyoruz. Para ile fiyat biçemeyeceğiz eserler bunlar. Çünkü biz arkeolojik eserlerimizi satmayız; onlar bizim mirasımız." dedi.
İŞGALLERLE GELEN YAĞMACILIK KÜLTÜRÜ
Afganistan'ın iç savaşı sırasında, Kabil müzesi, çatışmaların tam ortasındaydı.
Verilen zararın tamiratı halen sürmekte. Müzenin koridorlarından birinde, kötü biçimde zarar gören duvar resimleri restore ediliyor.
İç savaş sırasında, müzedeki eserlerin yaklaşık yüzde 70'inin sistematik olarak yağmalandığı, ve yurtdışına kaçırıldığı düşünülüyor...
Kaçırılan eserlere koşut, Afganistan'ın zengin tarihi toprağın altından çıkan yeni hazinelerle arkeologları şaşırtıyor.
KAÇAK ESER SEKTÖRÜ
Güvenlik boşluğundan istifade edenlerin kaçak kazılarda çıkardığı eserler ise, şu an Afganistan'da büyük bir sektör dururmunda.
Kültür Bakanlığı'nın oluşturduğu özel bir polis birliği, kaçakçılarla baş etmeye çalışsa da, Bakan yardımcısı Gulam Nebi Farahi'nin de itiraf ettiği gibi, zorlandıkları bir mücadele bu.
"Her gün kaçak kazı yapıldığına dair bir yerlerden haber ulaşıyor. O kadar çok yerde süregiden bir faaliyet ki bu..." diyor Gulam Nebi Farahi ve ekliyor: "Hepsiyle birlikte baş etmekte zorlanıyoruz. Elimizdeki polis gücü yeterli değil. Daha çok güvenlik görevlisine ihtiyacımız var."
Kabil dışında keşfedilen Budist manastırı gibi, 24 saat polis gözetiminde tutulan ören yerleri, daha iyi durumda.
Ülkenin geri kalanında, hükümet kontrolünün çok zayıf olduğu, Londra'da el konulan kaçak eserlerden de anlaşılıyor.
Afganistan'dan yurtdışına sürekli kaçak eser trafiği var. Ve yakalanmayanların sayısı, muhtemelen çok daha yüksek.
İngiltere'nin Afganistan büyükelçisi Mark Sedwill, Batılı ülkelerin de üzerlerine düşen sorumluluklar olduğunu belirterek şunları söylüyor:
"Afganistan'ın zengin tarihi, binlerce yıl öncesine gidiyor. Buradan antik Yunan da geçti, Cengiz Han da. Batı kültürünün birçok unsurunu da barındıran bir tarihten söz ediyoruz. Kaçak eserlerin satışa çıkarıldığı yerler, İngiltere dahil, birçok ülke olabilir. Bu ülkelerin her biri, bu eserleri ortaya çıkarıp, Afgan halkına teslim etme, bu ülkenin kültür mirasını koruma yükümlülüğü altında."
BBC
Uluslararsı Kızılhaç örgütünün ve İngiltere hükümetinin araya girmesiyle, eserler yakın zaman önce Afganistan'a geri gönderildi, ve Kabil'de Afgan Ulusal Müzesi'nde sergilenmeye başladı.
Londra'dan ele geçirilip geri yollanan yaklaşık 1500 eserin tümü, Afganistan'dan yasadışı yollarla dışarı çıkarılmış.
Kabil'deki müzenin yetkililerinden Muhammed Fehim Rahmi, çalıntı Afgan eserlerin geri gönderilmesi için uluslararası topluluğa çağrıda bulunarak, "Koleksiyonlarında çalıntı Afgan eserlerin bulunduğu diğer ülkelere de, bunların Kabil'e geri nakledilmesi için buradan sesleniyorum. Bizim için çok değerli eserlerden bahsediyoruz. Para ile fiyat biçemeyeceğiz eserler bunlar. Çünkü biz arkeolojik eserlerimizi satmayız; onlar bizim mirasımız." dedi.
İŞGALLERLE GELEN YAĞMACILIK KÜLTÜRÜ
Afganistan'ın iç savaşı sırasında, Kabil müzesi, çatışmaların tam ortasındaydı.
Verilen zararın tamiratı halen sürmekte. Müzenin koridorlarından birinde, kötü biçimde zarar gören duvar resimleri restore ediliyor.
İç savaş sırasında, müzedeki eserlerin yaklaşık yüzde 70'inin sistematik olarak yağmalandığı, ve yurtdışına kaçırıldığı düşünülüyor...
Kaçırılan eserlere koşut, Afganistan'ın zengin tarihi toprağın altından çıkan yeni hazinelerle arkeologları şaşırtıyor.
KAÇAK ESER SEKTÖRÜ
Güvenlik boşluğundan istifade edenlerin kaçak kazılarda çıkardığı eserler ise, şu an Afganistan'da büyük bir sektör dururmunda.
Kültür Bakanlığı'nın oluşturduğu özel bir polis birliği, kaçakçılarla baş etmeye çalışsa da, Bakan yardımcısı Gulam Nebi Farahi'nin de itiraf ettiği gibi, zorlandıkları bir mücadele bu.
"Her gün kaçak kazı yapıldığına dair bir yerlerden haber ulaşıyor. O kadar çok yerde süregiden bir faaliyet ki bu..." diyor Gulam Nebi Farahi ve ekliyor: "Hepsiyle birlikte baş etmekte zorlanıyoruz. Elimizdeki polis gücü yeterli değil. Daha çok güvenlik görevlisine ihtiyacımız var."
Kabil dışında keşfedilen Budist manastırı gibi, 24 saat polis gözetiminde tutulan ören yerleri, daha iyi durumda.
Ülkenin geri kalanında, hükümet kontrolünün çok zayıf olduğu, Londra'da el konulan kaçak eserlerden de anlaşılıyor.
Afganistan'dan yurtdışına sürekli kaçak eser trafiği var. Ve yakalanmayanların sayısı, muhtemelen çok daha yüksek.
İngiltere'nin Afganistan büyükelçisi Mark Sedwill, Batılı ülkelerin de üzerlerine düşen sorumluluklar olduğunu belirterek şunları söylüyor:
"Afganistan'ın zengin tarihi, binlerce yıl öncesine gidiyor. Buradan antik Yunan da geçti, Cengiz Han da. Batı kültürünün birçok unsurunu da barındıran bir tarihten söz ediyoruz. Kaçak eserlerin satışa çıkarıldığı yerler, İngiltere dahil, birçok ülke olabilir. Bu ülkelerin her biri, bu eserleri ortaya çıkarıp, Afgan halkına teslim etme, bu ülkenin kültür mirasını koruma yükümlülüğü altında."
BBC