Türkiye-Ermenistan sınır kapısı açılmalı mıdır? Elbette!.. Ama bazı küçük düğümler vardır. Önce onlar çözülmelidir. Ermenistan önce Türkiye sınırını tanımalıdır. Tanımadığı sınırın kapısını açmak nasıl olacak?..
Sonra da Ermenistan, Türkiye toprakları üzerindeki heveslerinden vazgeçtiğini açıklamalıdır. Türkiye de, tarihi Türk toprakları olan Ermenistan topraklarından vazgeçtiğini açıklamalıdır. "Türkiye’nin böyle bir iddiası yok" mu diyorsunuz?. Öyle mi?.. Peki... Demek ki zaten vazgeçmiş. Öyleyse bu konuda da iş Ermenistan’a düşüyor...
Ermenistan’a düşen başka bir iş daha var... Önüne Sovyetler´in Kızıl Ordusu kalıntılarını alarak Dağlık Karabağ’da yaptığı soykırım için "özür dilemeli" ve Azerbaycan topraklarından çekilerek Azerbaycan’la barış anlaşması yapmalı... Azerbaycan da "Ermenistan topraklarında vaktiyle Azerbaycan Türkleri yaşardı" diyerek toprak talebinde bulunmamalı... "Zaten bulunmuyor ki" diyor musunuz? Öyleyse bu konuda da iş Ermenistan’a düşüyor.
Yine karşılıklı olarak yapılması gereken küçük bir ödev var... Ermenistan 1915’te soykırım uygulandığı yalanından vazgeçmeli... Türkiye de, Taşnak çetelerinin Müslümanlara karşı yaptığı soykırımı artık gündeme getirmemeli...
Bunlar yapıldıktan sonra kapıları niye açmayalım! Hatta Gümrük Birliği anlaşması dahi yapabiliriz. Hatta AB’nin bize çok gördüğü "emeğin ve sermayenin serbest dolaşımı" hakkını dahi verebiliriz.
Dahası Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan arasında bir "Kafkas Ekonomik Birliği" dahi kurabiliriz. Bunu genişletebiliriz de...
Bütün o küçük düğümler çözülmeden hiçbir Türkiye yetkilisi Ermenistan’ı rahatlatacak ve iddialarında daha güçlü hale gelmesini sağlayacak sınır kapısını açmaz, açamaz... Açan açmaza girer... Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki düğümlerin çözümü de uzar gider... Başbakanımızın dediği gibi "Bakkal dükkânı mı işletiyoruz?.."
Bu arada ülkemizdeki "Ermeni´den çok Ermenici" olan birilerinin, "Türkiye dış siyasetini Azerbaycan’ın ipoteği altına veremez" sözü de ne kadar anlamlı değil mi?
Azerbaycan’ın ipoteği altına verilemez, ama Ermenistan’ın ipoteği altına verilebilir, öyle mi? Ya da AB’nin... Ya da ABD’nin...
Bu kapının açılması zaman zaman gündeme gelir... Birileri Ermenistan lobiciliği yaparlar ve kapıyı zorlarlar... Ama her seferinde kapıya toslar ve geriye giderler.
Bu sefer de öyle olacaktır. Öyle olmaması düşünülemez bile... Ya "Kapı açılırsa Karslılar ticaret yapıp zengin olacaklar" diyenlere ne demeli... "Hadi canım sende!.."den başka ne denebilir ki...
Kapının üç anahtarı Ermenistan’ın elinde... Ve o anahtarlar kullanılırsa kapı açılır:
1- Türkiye sınırı tanınmalı,
2- Soykırım masalı terk edilmeli,
3- Azerbaycan’la barış anlaşması imzalanmalı.
Hepsi bu kadar!..
Sonra da Ermenistan, Türkiye toprakları üzerindeki heveslerinden vazgeçtiğini açıklamalıdır. Türkiye de, tarihi Türk toprakları olan Ermenistan topraklarından vazgeçtiğini açıklamalıdır. "Türkiye’nin böyle bir iddiası yok" mu diyorsunuz?. Öyle mi?.. Peki... Demek ki zaten vazgeçmiş. Öyleyse bu konuda da iş Ermenistan’a düşüyor...
Ermenistan’a düşen başka bir iş daha var... Önüne Sovyetler´in Kızıl Ordusu kalıntılarını alarak Dağlık Karabağ’da yaptığı soykırım için "özür dilemeli" ve Azerbaycan topraklarından çekilerek Azerbaycan’la barış anlaşması yapmalı... Azerbaycan da "Ermenistan topraklarında vaktiyle Azerbaycan Türkleri yaşardı" diyerek toprak talebinde bulunmamalı... "Zaten bulunmuyor ki" diyor musunuz? Öyleyse bu konuda da iş Ermenistan’a düşüyor.
Yine karşılıklı olarak yapılması gereken küçük bir ödev var... Ermenistan 1915’te soykırım uygulandığı yalanından vazgeçmeli... Türkiye de, Taşnak çetelerinin Müslümanlara karşı yaptığı soykırımı artık gündeme getirmemeli...
Bunlar yapıldıktan sonra kapıları niye açmayalım! Hatta Gümrük Birliği anlaşması dahi yapabiliriz. Hatta AB’nin bize çok gördüğü "emeğin ve sermayenin serbest dolaşımı" hakkını dahi verebiliriz.
Dahası Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan arasında bir "Kafkas Ekonomik Birliği" dahi kurabiliriz. Bunu genişletebiliriz de...
Bütün o küçük düğümler çözülmeden hiçbir Türkiye yetkilisi Ermenistan’ı rahatlatacak ve iddialarında daha güçlü hale gelmesini sağlayacak sınır kapısını açmaz, açamaz... Açan açmaza girer... Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki düğümlerin çözümü de uzar gider... Başbakanımızın dediği gibi "Bakkal dükkânı mı işletiyoruz?.."
Bu arada ülkemizdeki "Ermeni´den çok Ermenici" olan birilerinin, "Türkiye dış siyasetini Azerbaycan’ın ipoteği altına veremez" sözü de ne kadar anlamlı değil mi?
Azerbaycan’ın ipoteği altına verilemez, ama Ermenistan’ın ipoteği altına verilebilir, öyle mi? Ya da AB’nin... Ya da ABD’nin...
Bu kapının açılması zaman zaman gündeme gelir... Birileri Ermenistan lobiciliği yaparlar ve kapıyı zorlarlar... Ama her seferinde kapıya toslar ve geriye giderler.
Bu sefer de öyle olacaktır. Öyle olmaması düşünülemez bile... Ya "Kapı açılırsa Karslılar ticaret yapıp zengin olacaklar" diyenlere ne demeli... "Hadi canım sende!.."den başka ne denebilir ki...
Kapının üç anahtarı Ermenistan’ın elinde... Ve o anahtarlar kullanılırsa kapı açılır:
1- Türkiye sınırı tanınmalı,
2- Soykırım masalı terk edilmeli,
3- Azerbaycan’la barış anlaşması imzalanmalı.
Hepsi bu kadar!..