'İsrail Kazdıkça Kanayan Yara: Mescid-i Aksa' başlıklı sempozyumda konuşan İHH Başkanı Yıldırım, Mescid-i Aksa'nın her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
İnsani Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı öncülüğünde çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından oluşturulan İstanbul Barış Platformunca 'İsrail Kazdıkça Kanayan Yara: Mescid-i Aksa' başlıklı sempozyum düzenlendi.
Zeytinburnu Belediyesi Sanat ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen sempozyumun açılışında konuşan İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, İsrail'in kazı çalışmaları sebebiyle Mescid-i Aksa'nın her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Konuya uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmek ve Mescid- Aksa'nın yıkılmasını önlemek amacıyla sempozyumu düzenleme kararı aldıklarını ifade eden Yıldırım, Mescid-i Aksa'yı korumak için Kudüs'te yıllardır mücadele eden sivil toplum kuruluşlarının önde gelen isimlerinin sempozyuma katıldığını belirtti.
Yıldırım, 'Yahudi düşüncesine ait olmayan ne varsa yok edilmesini amaçlayan siyonizmin en önemli hedefi, Mescid-i Aksa'nın yıkılması ve yerine Süleyman Mabedi'nin kurulması projesidir. Mescid-i Aksa'nın altında sürdürülen ve arkeolojik amaçlı olduğu iddia edilen kazılarla bu kutsal mekanın süreç içerisinde yıkılması planlanmaktadır' dedi.
MESCİD-İ AKSA'NIN KORUNMASI
Filipinler'de faaliyet gösteren Bangsamoro Araştırmaları Enstitüsü Genel Koordinatörü Prof. Dr. Abhoud Syed Lingga da Kudüs ve Filistin topraklarında İsrail olduğu sürece Mescid-i Aksa'nın her zaman tehdit altında olacağını belirterek, şu görüşleri dile getirdi:
'Yahudilerin, Mescid-i Aksa'nın Tapınak Dağı bölgesinde yer aldığı yönündeki iddiaları bilinen bir gerçektir. İşgalci İsrail, bu iddiayı temel alarak Mescid-i Aksa'yı yıkmak için her şeyi yapmaktadır. İşte bu nedenle Mescid-i Aksa'nın muhafaza edilebilmesi için Kudüs ve Filistin topraklarının Filistin halkının yönetimi altında olması elzemdir. Mescid-i Aksa'yı korumak uluslararası bir mesele haline geldiğinden bu konuda herkese büyük görevler düşmektedir. Mescid-i Aksa'nın korunması uluslararası toplumun sorumluluğunda çözülmesi gereken hayati bir sorundur.'
El-Aksa Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Kemal El Şerafi de, Mescid-i Aksa'nın altına yapılan kazılar nedeniyle temellerini sarsıldığını ve yapının çökme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını kaydederek, 'Mescid-i Aksa'nın yakınındaki Birleşmiş Milletlere ait okulun zemininin çökmesi, gelecekte Mescid-i Aksa'nın başına gelecek felaketin ilk habercisidir' diye konuştu.
Merkezi Beyrut'ta bulunan Uluslararası Kudüs Müessesesi Genel Sekreteri Dr. Muhammed Ekrem El Adluni ise, Kudüs'ün tamamen Yahudilerden oluşan bir bölge haline getirilmesi amacıyla son dönemde çeşitli projelerin hayata geçirilmeye çalışıldığını belirtti.
Bu kapsamda İsrail'in Kudüs'te tehcir uyguladığını ifade eden Adluni, 'Bu konudaki en tehlikeli gelişme, işgal otoritelerinin Kudüs'teki birçok mahallede evlerin tahliyesi için yüzlerce Filistinli'ye tebligatta bulunmasıdır. Bu uyarıların ardından evlerin yıkımı ve buraların Kral Davut Parkı'na çevrilmesi gelecektir ki, bu park işgal devletinin hayalini kurduğu kutlu Yahudi kentinin bir parçasını oluşturmaktadır' dedi.
MÜSLÜMANLARA AİT CAMİ VE MEZARLIKLARIN DURUMU
Aksa Vakıflar ve Tarihi Eserler Müessesesi Başkanı Zeki Muhammed Tevfik Ağbariye de sadece Mescid-i Aksa'nın değil Kudüs'teki tüm tarihi yapıların tehlike altında olduğunu söyledi.
'1967 yılındaki İsrail işgalinden bu yana Kudüs; halkı, binaları, camileri, yolları, mezarlarıyla beraber, yok edilme ve Yahudileştirilmeye maruz kalmıştır' diyen Ağbariye, kentteki En-Nebi Davud Camisi'nin, Yahudi dini törenleri düzenlenmesi için sinagoga çevrildiğini, birçok caminin kapatıldığını, İsrail'in Müslümanlara ait mezarlıklara bile tahammül edemediğini, bunun en somut örneğinin ise Kudüs'teki Mücahidin Mezarlığı'nı iş makineleriyle kazarak yok etmesi olduğunu kaydetti.
Haber5