Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah mahallesinde Seferad Yahudileri ile Filistinliler arasında 30 yıldır süren mülkiyet davasına bakan avukatlar, ortaya çıkan bazı belgelerin, bölgenin Filistinlilere ait olduğunu kanıtladığını düşünüyor. Avukatlar, belgelerin kendilerine ulaşmasını ise Türkiye ile İsrail arasında Gazze saldırılarının ardından gerginlik yaşanmasına bağlıyor. Avukatlara göre daha önce İsrail ile ilişkilerinin bozulmasını istemeyen Türk yetkililer, belgelere ulaşıma izin vermiyorlardı. Avukatlar, Gazze saldırılarının ardından tam tersi bir tutum takınan Türk yetkililerin ise şimdi çok yardımcı olduklarını belirtiyorlar. Türk politikasındaki bu değişimin ise İsrail'deki birçok sorunlu arazi için de daha kapsamlı ve geniş bir uygulamaya gidilmesini sağlayabileceği belirtiliyor.
Osmanlı arşivlerinin halka açılması, Doğu Kudüs'teki toprakların ve evlerin asıl sahiplerinin Filistinliler olduğunu bir kez daha doğruladı. İsrail'de yayınlanan Haaretz gazetesi, eğer bu belgelerin geçerliliği bir İsrail mahkemesi tarafından kabul edilirse, Filistinli ailelerin evlerinden çıkarılmasının durdurulabileceğini yazdı. Gazetede yer alan habere göre Osmanlı arşivlerinde ortaya çıkan belgeler, özellikle Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah mahallesindeki 30 bina üzerinde 30 yıldır dönen aidiyet tartışmasını da sonlandırabilir.
Evlerin Filistinli sahiplerinin avukatı Hattam Ebu Ahmed, gazeteye yaptığı açıklamada arşivlerin kendilerine İsrail ve Türkiye arasında Gazze saldırıları ve Davos olayından sonra yaşanan gerginliğin ardından açıldığını vurguladı. Filistinli avukat, "Yarım yıl öncesine kadar Türkler, İsrail ile ilişkilerini bozmak istemiyorlardı ve yardımcı olmuyorlardı. Önümüze her türlü mazereti koyuyorlardı. Ancak bugün tutumları değişti. Bu değişimin, Gazze saldırısından sonra olduğunu hissediyoruz. Üst düzey Türk yöneticiler bize yardım ediyor." dedi.
Ocak ayında avukat Salih Ebu Hüseyin Ankara'ya gelmiş ve yetkililerin yardımıyla, Filistinlileri evlerinden çıkarmak isteyen Yahudilerin aslında oranın asıl sahipleri olmadığını gösteren bir belge bulmuş. Bu belgeye göre bu bölgenin sakinleri, Kurtuluş Savaşı'ndan önce Batı Kudüs'te yaşıyorlarmış. Savaştan sonra ise Şeyh Cerrah mahallesine taşınmışlar. 1970'li yıllarda Kudüs'teki Sefarad Yahudileri ise bölgeyi savaştan önce satın aldıklarını iddia etmiş ve bu yönde Türk belgeleri üretmişlerdi. İsrail mahkemeleri ise Sefarad Liderliği'nin mülkiyetini kabul etmiş; ancak Filistinlilere kiracı konumlarını koruma hakkı vermişti.
Ancak daha sonra bu bölgeye taşınan Sefarad Yahudileri, Filistinlilerin kiralık yönetmeliklerini ihlal ettiklerini ve bu yüzden de bölgeden çıkartılmasını istediklerini belirtiyorlardı.
Geçen zaman içerisinde bazı Filistinli aileler bölgeden çıkarılmış ve bu evlere başka aileler taşınmıştı. Son olarak Kasım 2008'de El Kurd ailesi evlerinden çıkarılmış; bunun üzerine de aile bu durumu protesto etmek için çıkarıldıkları evin yanına çadır kurmuştu. Kısa bir süre sonra da ailenin reisi Muhammed El Kurd yakalandığı bir hastalıktan yaşamını yitirmişti.
Filistinliler, uzun süre Sefrad Yahudileri'nin belgelerinin sahte olduğunu savunmuşlar; ancak Türkiye ile bu konuda işbirliği yapamadıkları için iddialarını kanıtlayamamışlardı. Mahkemeler de başvurularını reddetmişti.
Avukatlar, şimdi ortaya çıkarılan belgelerin, bölgenin Seferad Yahudileri tarafından satın alınmadığını açıkça kanıtladığını söylüyor. Arşivden çıkan başka bir başka bir belge ise Yahudilerin sundukları belgenin gerçek olmadığını ortaya koyuyor. Ebu Hüseyin, "Arşiv'de Yahudilerin belgelerine dair bir iz yok." diyor.
Filistinlilerin avukatları, belgelerin ortaya çıkmasının ardından dün mahkemeye başvurarak Filistinlilerin bölgeden çıkarılması işlemlerinin askıya alınmasını talep etmişler.
ARŞİV BELGELERİ, BÖLGEDEKİ BİRÇOK SORUNLU ARAZİ İÇİN DE ÇÖZÜM UMUDU OLABİLİR
Haaretz de Türk politikasındaki bu geri dönüşün, İsrail'deki topraklar için daha kapsamlı ve geniş bir uygulamaya yol açabileceğine dikkat çekiyor. Avukatlardan Ebu Ahmed de "Şimdi tapu senetleri çıkarmak mümkün olabilecek. Türkler çok iyi organize olmuşlar ve çok yardımcılar." diye belirtiyor.
Seferad Yahudilerini temsil eden avukat Ilan Shemer ise Filistinlilerin avukatların mülkiyet konusundaki bu yeni iddialarını reddediyor: "Sahte belge kullananlar genellikle karşı taraf. Bizdeki belgeler, tek gerçek belgeler. Dava başladığından bu yana 50 - 60 kadar yargıç davayı dinledi ve hepsi, onların iddialarının yanlış olduğuna hükmetti."
ABD'nin Kudüs'teki Başkonsolosu Jacob Walles, geçtiğimiz hafta Kudüs Belediye Başkanı Nir Barkat ile bir araya gelmiş ve Kudüs'teki Filistinlilerin evlerinden çıkarılması konusunda ülkesinin tutumunu aktarmıştı. Görüşmede Walles'in, yeni Amerikan yönetiminin evlerin boşaltılmasına karşı daha az hoşgörülü olacağını söylediği belirtilmişti. Barkat ise Walles'e, boşaltılan evlerin illegal şekilde inşa edilen evler olduğunu ve evlerin boşaltılması konusunun kendi kontrolünde olmadığını dile getirmişti.
Ajanslar
Osmanlı arşivlerinin halka açılması, Doğu Kudüs'teki toprakların ve evlerin asıl sahiplerinin Filistinliler olduğunu bir kez daha doğruladı. İsrail'de yayınlanan Haaretz gazetesi, eğer bu belgelerin geçerliliği bir İsrail mahkemesi tarafından kabul edilirse, Filistinli ailelerin evlerinden çıkarılmasının durdurulabileceğini yazdı. Gazetede yer alan habere göre Osmanlı arşivlerinde ortaya çıkan belgeler, özellikle Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah mahallesindeki 30 bina üzerinde 30 yıldır dönen aidiyet tartışmasını da sonlandırabilir.
Evlerin Filistinli sahiplerinin avukatı Hattam Ebu Ahmed, gazeteye yaptığı açıklamada arşivlerin kendilerine İsrail ve Türkiye arasında Gazze saldırıları ve Davos olayından sonra yaşanan gerginliğin ardından açıldığını vurguladı. Filistinli avukat, "Yarım yıl öncesine kadar Türkler, İsrail ile ilişkilerini bozmak istemiyorlardı ve yardımcı olmuyorlardı. Önümüze her türlü mazereti koyuyorlardı. Ancak bugün tutumları değişti. Bu değişimin, Gazze saldırısından sonra olduğunu hissediyoruz. Üst düzey Türk yöneticiler bize yardım ediyor." dedi.
Ocak ayında avukat Salih Ebu Hüseyin Ankara'ya gelmiş ve yetkililerin yardımıyla, Filistinlileri evlerinden çıkarmak isteyen Yahudilerin aslında oranın asıl sahipleri olmadığını gösteren bir belge bulmuş. Bu belgeye göre bu bölgenin sakinleri, Kurtuluş Savaşı'ndan önce Batı Kudüs'te yaşıyorlarmış. Savaştan sonra ise Şeyh Cerrah mahallesine taşınmışlar. 1970'li yıllarda Kudüs'teki Sefarad Yahudileri ise bölgeyi savaştan önce satın aldıklarını iddia etmiş ve bu yönde Türk belgeleri üretmişlerdi. İsrail mahkemeleri ise Sefarad Liderliği'nin mülkiyetini kabul etmiş; ancak Filistinlilere kiracı konumlarını koruma hakkı vermişti.
Ancak daha sonra bu bölgeye taşınan Sefarad Yahudileri, Filistinlilerin kiralık yönetmeliklerini ihlal ettiklerini ve bu yüzden de bölgeden çıkartılmasını istediklerini belirtiyorlardı.
Geçen zaman içerisinde bazı Filistinli aileler bölgeden çıkarılmış ve bu evlere başka aileler taşınmıştı. Son olarak Kasım 2008'de El Kurd ailesi evlerinden çıkarılmış; bunun üzerine de aile bu durumu protesto etmek için çıkarıldıkları evin yanına çadır kurmuştu. Kısa bir süre sonra da ailenin reisi Muhammed El Kurd yakalandığı bir hastalıktan yaşamını yitirmişti.
Filistinliler, uzun süre Sefrad Yahudileri'nin belgelerinin sahte olduğunu savunmuşlar; ancak Türkiye ile bu konuda işbirliği yapamadıkları için iddialarını kanıtlayamamışlardı. Mahkemeler de başvurularını reddetmişti.
Avukatlar, şimdi ortaya çıkarılan belgelerin, bölgenin Seferad Yahudileri tarafından satın alınmadığını açıkça kanıtladığını söylüyor. Arşivden çıkan başka bir başka bir belge ise Yahudilerin sundukları belgenin gerçek olmadığını ortaya koyuyor. Ebu Hüseyin, "Arşiv'de Yahudilerin belgelerine dair bir iz yok." diyor.
Filistinlilerin avukatları, belgelerin ortaya çıkmasının ardından dün mahkemeye başvurarak Filistinlilerin bölgeden çıkarılması işlemlerinin askıya alınmasını talep etmişler.
ARŞİV BELGELERİ, BÖLGEDEKİ BİRÇOK SORUNLU ARAZİ İÇİN DE ÇÖZÜM UMUDU OLABİLİR
Haaretz de Türk politikasındaki bu geri dönüşün, İsrail'deki topraklar için daha kapsamlı ve geniş bir uygulamaya yol açabileceğine dikkat çekiyor. Avukatlardan Ebu Ahmed de "Şimdi tapu senetleri çıkarmak mümkün olabilecek. Türkler çok iyi organize olmuşlar ve çok yardımcılar." diye belirtiyor.
Seferad Yahudilerini temsil eden avukat Ilan Shemer ise Filistinlilerin avukatların mülkiyet konusundaki bu yeni iddialarını reddediyor: "Sahte belge kullananlar genellikle karşı taraf. Bizdeki belgeler, tek gerçek belgeler. Dava başladığından bu yana 50 - 60 kadar yargıç davayı dinledi ve hepsi, onların iddialarının yanlış olduğuna hükmetti."
ABD'nin Kudüs'teki Başkonsolosu Jacob Walles, geçtiğimiz hafta Kudüs Belediye Başkanı Nir Barkat ile bir araya gelmiş ve Kudüs'teki Filistinlilerin evlerinden çıkarılması konusunda ülkesinin tutumunu aktarmıştı. Görüşmede Walles'in, yeni Amerikan yönetiminin evlerin boşaltılmasına karşı daha az hoşgörülü olacağını söylediği belirtilmişti. Barkat ise Walles'e, boşaltılan evlerin illegal şekilde inşa edilen evler olduğunu ve evlerin boşaltılması konusunun kendi kontrolünde olmadığını dile getirmişti.
Ajanslar