Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

Allah?a yakınlaşma kapılarından birisi mescid(cami)dir. Allah mescidleri, kendine yakınlık ve feyz mahalli kılmıştır. ?Yer yüzünde benim evlerim mescidlerdir? buyruğu bunu göstermektedir.

Allah?ın, basiret gözlerini cilaladığı dostları için, Mescidlerin eski hasırlarının üzerinde bulunmak, onun lütuf ve merhametiyle işlenmiş, has ipek üzerine serdiği izzet ve saygınlık nişanesi, altın işlemeli halıların üzerine yayılmaktır. Yüce Mevla, karanlık gecelerde onlar için hidayet ve nur meşaleleri yakmış, ibadet mihrapları açmıştır. Onların kalplerini o şanı yüce mekânlara öylesine meftun etmiş ki o mescidlerin eskimiş hasır?ından bir dalı, gayzerlerin ve hakanların mülküne değişmezler.

Mescidlerin büyük faydalarından bir diğeri de mu?min kardeşlerin birbiriyle buluşmalarıdır; Birbirlerinden yararlanmalarıdır; kulluk yolunu yürümede birbirlerine yardımcı olmaları ve namazda birbirlerinin varlığıyla cemaat namazının faziletine kavuşmalarıdır.

Namazları cemaatle kılmak, Resullerin efendisi, efendimiz Peygamber?in(sallallahu aleyhi ve âlihi) tekitli sünnetlerindendir. Bundan da sonsuz faydalar elde edilmekte ve kabul edilmeğe daha yakın olunmaktadır. Çünkü şu açıktır ki bir insan tek başına bir padişahın kapısına giderse, dileğinin kabul edilme şansı, bir cemaatle gitmesindeki kadar olmaz.

Ayrıca, bir topluluk bir büyüğün huzuruna gittiğinde, onların birinin ameli daha liyakatlidir diye onun amelini kabul edip diğerlerini mahrum etmek de büyüklerin şanına yakışmaz bir davranıştır.

Yine biliyoruz ki bir insan bir namaz kılarken veya herhangi bir iş yaparken kulağa, göze, dile vs. uzuvlara ihtiyaç duyar; Bu uzuvların her birerinin ayrı ayrı işlevi vardır ki onu diğer uzuv yapamaz. Bu uzuvların ve organların toplamı insanın istediği şeyi gerçekleştirir.

Aynı şekilde, insan topluluğu içerisinde her bakımdan kâmil insan bulunmamaktadır. O halde, bir araya gelen toplulukta bulunanların kimi ilim sahibi, kimi takvalı, kimi yufka yürekli, kimi ibadete kalbiyle odaklaşma(huzur-u kalb)hasleti taşımakta ve keza her bireri ayrı bir güzelliğe sahiptir.

İşte bunlar bir araya gelip hep birlikte ibadet edip amellerini birleştirdiklerinde, birbirini tamamlayan bir macun misali, öylesine yoğrulurlar ki duaların icabete ulaşıp kabul görmesi, Allah rızasına yaklaşılması ve diğer büyük faydaların kazanılması o macunun özelliğinde yatar.

Tecrübeler ve hadislerden de elde edildiği üzere, bu katılımlar insanların birbirlerinden kamalat kazanmasını ve kalpler arasında bir sevgi yolu açmayı getirir. Nitekim bir cemaat arasında yufka yürekli ve merhametli birinin bulunmasının herkesi yufka yürekliliğe ve duygulanmaya taşıdığı tecrübelerle ispatlanmıştır.

Cemaat namazının bir diğer faydası Şeytan ve onun ordusu karşısında bir düzen içerisinde saf tutan bu orduya, saldırmaya cesaret edemezler. Nitekim ?saflarınız arasında boşluk bırakmayın ki oraya şeytan yerleşir.? sözü hadiste yer almıştır.

Yine hadiste gelmiştir ki ?saftan ayrılmayın, sürüden ayrılanı kurt kapar?

Cemaat namazının faydaları saymakla bitmez, onları saymak sözü uzatır.

Burada cemaat namazı ve cemaat namazı takibatının faziletiyle ilgili birkaç hadis zikretmekle yetiniyoruz.

Muteber senedle gelen bir hadiste Hz. Peygamber(s.a.v) şöyle buyurmaktadır: ?Yerde ümmetimin safları, gökte meleklerin safları gibidir. Bir rekat namazın sevabı Hak Taala nezdinde her rekatı kırk yıllık ibadetten daha sevimli olan 24 rekat namazın sevabına eşittir. Allahu Taalanın geçmiş ve gelecek insanları hesaba çekmek için bir araya toplayacağı kıyamet günü, kim cemaat namazına gitmek için adım atmışsa Allahu Taala kıyametin korkularını ona kolaylaştıracak ve onu cennete götürecektir.?

Bir başka hadiste şöyle buyurmuştur: ?Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra namaz takibatı için oturur, güneş doğuncaya kadar ilahi zikirle meşgul olursa, Allahu Taala ona Firdevs cennetinde, yetmiş derece bahşeder ki her derecenin birbirine olan arası, hızlı koşan besili atın yetmiş yılda alacağı yol mesafesi kadardır.

Kim öğlen namazını cemaatle kılarsa Hak Taala Adn cennetinde ona elli derce verir ki her derecenin birbirine olan arası hızlı koşan besili atın elli yılda alacağı yol mesafesi kadardır.

Kim ikindi namazını cemaatle kılarsa, Hz. İsmail Peygamberin evlatlarından sekiz kişiyi kölelikten kurtarıp özgürlüğe kavuşturmuş olan birisi gibi sevab alır.

Kim Akşam namazını cemaatle eda ederse, Allah katında onun hakkında beğenilmiş bir hacla kabul edilmiş bir umre sevabı yazılmış olur.

Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, ona kadir gecesinin sevabı verilir.

Bir başka hadiste geldiğine göre Hz. Peygamber(sav) ashabına: Sizi günahlarınızın kefareti olacak ve Allah?ın sizin iyiliklerinizi artıracağı bir amele yönlendireyim mi? Diye sordu. Evet ya Resulallah, diye cevap verdiler. Buyurdu: O amel, çetinliklerde ve zorluklarda abdesti doğru ve güzel almak, mescidlere gitmek için çokça adım atmak, bir namazı kıldıktan sonra diğer namazı beklemektir. Sizlerden kim evinden abdestli çıkar, mescide namazını Müslümanlarla cemaat halinde kılar ve ardından diğer namazı beklerse Melekler onun için ?Allahım onu bağışla, Allahım ona merhamet et ve Allahım ona rahmetini yolla? Diye dua ederler.

Hazreti Ali (as) de şöyle buyurmuştur: Üç şey vardır ki derecenin yükselmesine vesile olur: Soğuk havada kamil abdest almak, Bir namazdan sonra diğer namazı kılmayı beklemek ve cemaatle namaz kılmak için gece-gündüz adım atmak.

Allame Meclisi (ra)nin ?Aynu?l-Hayat? adlı eserinden s.44)

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.