Atalarından Miras Kalan Savaş: Filistin-İsrail

Vahye dayanan tüm dinlerde -başta Kudüs olmak üzere- tüm Filistin toprakları kutsal sayılır. Çünkü tarih boyunca insanları uyarıp korkutmaları için gönderilen peygamberlerin pek çoğu bu topraklarda yaşamış ya da en azından hayatlarının bir kısmını bu topraklarda geçirmişlerdir.

Politik Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl teşkilatının amacına uygun olarak kutsal Siyon tepesinin bulunduğu Filistin topraklarında Yahudi Devleti'ni kurmak amacı ile önce İngilizlerle bağlantıya geçmiş, ancak Filistin topraklarının Osmanlı egemenliği altında olması çözümün adresi olarak dönemin padişahı II. Abdülhamid'i göstermiştir. Öncelikle Osmanlı ile iyi ilişkileri olması hasebiyle Alman İmparatoru II. Wilhelm ile ilişkiye geçmiş ancak umduğunu bulamamıştır. 17 Mayıs 1901 tarihinde Abdülhamid ile görüşmeyi başarmıştır. Görüşmede Herzl, padişaha "Yahudilerin vaat edilmiş topraklarda "yurt" kurmasına izin verildiği taktirde Avrupa'daki Yahudi bankerlerin Osmanlı'nın tüm dış borçlarını ödeyeceğini" bildirir.Bu taahhüdü Abdülhamid "Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır." cevabı ile reddetmiştir.

Ancak Yahudi lobisi boş durmamış Osmanlı İmparatorluğuna vaat ettikleri paraları bugün Filistin de canlarını veren insanların babalarını kandırmak için kullanmışlar ve para ile karış karış Filistin?i işgal etmeye başlamışlardır.

Başka bir deyişle bugünkü Filistinli mücahitlerin, Şehit Feşi Şekaki?nin, Şehit Abdulaziz Rantisi?nin ve binlerce ismini sayamadığımız şehitlerin kanlarının döküldüğü bu toprakları, Filistin halkının bazılarının babalarından para ile satın alarak, bazılarını da canlarına kıyarak bir kanserli ur gibi Ortadoğu?ya yerleşmişlerdir.

Bu olayın neticesinde bu babaların çocukları topraklarını vermemek ve bu kanserli uru temizlemek için kanlarının son damlasına kadar mücadele etmektedirler ve Filistin bu işgalden kurtulana kadar da devam edeceklerdir. Sabır ve metanetle yılmadıkları bu mücadelelerinde Yüce Allah?ın bu ayetine de mazhar olmuşlardır:

?Nice Peygamberler gelip geçti ki onlarla beraber, kendisini Allah??a adamış birçok rabbanîler savaştı. Onlar, Allah? yolunda başlarına gelen zorluklar sebebiyle asla yılmadılar, zayıflık göstermediler, düşmanlarına boyun da eğmediler. Allah böyle sabırlı insanları sever.? Bakara Suresi 146 ayet

Günümüzde İslam toplumunda ?babalarının yaptıklarını çekiyorlar? ?bize ne? diyen bazı gruplar türemiştir.

Bir insan dünyada her türlü kendi kaderini çizebilme gücüne sahiptir ancak insan olarak Allah tarafından bazı şeylerin bize direkt bahşedildiğini de unutmamak gerekir. Hiçbir insan anne babasını kendi tayin etme özgürlüğüne sahip değildir.

Bu sebeptendir ki tüm dünya Müslümanları olarak Filistin?deki zulmü o halkın kaderi olarak görmekten vazgeçmeli ve Filistin halkına malımızla gerekirse canımızla destek olmalıyız.

Yazımın başında belirttiğim gibi bu topraklar bütün dinler için kutsaldır. Ancak Allah?ın yeryüzüne gönderdiği dinler kendinden önce gelen dinleri geçersiz kıldığı için Filistin toprakları en çok da mübarek İslam dini için kutsaldır. Müslümanların yüce Allah karşısında ilk secde ettikleri yön kutsal Mescid-i Aksa yönüdür. Ve Hz.Muhammed (sav)?in Miraç?a çıktığı yerdir. Bu ve bunlar gibi yüzlerce sebepten dolayı vurdumduymaz olmamalı Filistin davasına sahip çıkmalıyız.

Bu zavallı Yahudi güruh bir avuç oldukları halde kendilerini paranın gücü ile herkesten üstün görmekte ve tahrif edilmiş Tevratlarında kendilerine vatan olarak bu verimli toprakları; Akdeniz?in incisi olan bu bölgeyi seçmişlerdir.

Yüce Allah'ın Tevbe Suresi?nde buyurduğu gibi yalancı olan bu kavime karşı Filistin Halkı ve kutsal Kudüs davası yalnız bırakılamaz.

"Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Fakat her ne zaman bir Peygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir hükmü getirdiyse; onlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler." Maide Suresi -70

"Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitapta) şunu yazdık: "Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir." Maide Suresi -32

Selam ve dua ile??.